Yine uçuyorum menzili puslu, hoyrat havaya
Uçtukça düşkünleşiyor insanoğluna, kanatlarımın gölgesi
Haykırmaya başlıyorum, haddinden fazla ve içe doğru
Çünkü daha yakınım artık, nefesi kesik korku kuşuna
Kocaman gözleri,kirli gagasıyla; kendi karanlık boşluğuna gizleniyor
Çatlamış, soğuğu tok basamakların bulmacasını hep garipserim,
bunun yerine, acıkmış resimleri izleyip karınlarını doyurmak daha cazip gelir
üstüne zifiri bir akşamda köpek uğultusu geldi mi,
keyfime diyecek yok,
lakin insan kendini bilmeli, bildirmeli baktığı her ana
tabii az buçukta cüzdanından para çıkarmak yerine,
ben hep ölürüm, zamanı kaybetmiş vakitlerde,
bilirim,
kıyıların yine parmak uçlarıma vuracağını,
ve hep görmek isterim ses çıkaran insanları,
sis çökmüş
ete kemiğe
arpa sarısı raylara
belirsiz belirginliğe
ağaçların niyetsizliğine
iliklerimize haberci soğuğa
Gördüm en bilge ruhları,
Hepsinin en derinliğine kadar indim,
Çatlamış duvarların yanında yürüdüm,
Yürüdükçe yoruldum, koştukça dinlendim..
karşımda yaşlı iki tıknaz duvar
gözyaşları, dibinde kurumuş
karıncalar evsiz,erzakları kayıp
toz duman duvarın; baskıcı renkleri vurdum duymaz artık
göz gözü arpa yollarında kaybetmiş,
İnsan doğar,
el bebek, gül bebek,
insan büyür,
gözü yaşlı, gülmeyi sinesine çekerek
insan ölür,
yaşlı bedenini, arkasından sürükleyerek.
Un elemiş anneler kirpisiz yollara,
Sızıntı meçhulünü boğazlıyor,
Vakit ilerlemekte ısrarcı, çünkü zamana tutkun
Zifiri, aydınlığın başucunda kendi savaşını kaybetmiş
Şimdilerde yol yordam buğulu ve kirpisiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!