Kalabalığa karşı oldum her zaman,
Ve yine kalabalığın hep karşısında...
Bir başıma ve dimdik.
Yokuştu çıktığım her yol,
Şöyle düzlük bir alanda yürüyemedim...
Bir masa, bir sandalye,
Ve sen vardın...
Karşımdaydın...
Bir ateş düştü gönlüme bakışlarından,
Gönlüm, senin bakışlarında ki ateş ile yandı,
Yandı, kavruldu o an.
Kalemim yine susmuyor,
Bağırıyor bağıra bildiği kadar.
Kalemimden akan gözyaşı dinmiyor,
Çağırıyor seni yaşadığım her an...
Böyle olmamalıydı diyor yüreğim,
Ayrı olmamalıydı gönüller.
Duymadım sen den bir tek güzel söz
Deymedin ellerinle yüzüme
Tanımadım seni hiçbir zaman tam anlamıyla
Ve doyasıya bakamadım gözlerine
Zalimsin aslında ama
Ne denilir ne yapılır bilemiyorum
Güneş batmaktaydı
Umutlar yine o güneş gibi
Batmaktaydı geceye
Ve yine o güneş gibi
Doğacaktı yeniden güne
Her günün ardından gelen karanlık
Sana gitme desem,
Kalırmısın benimle?
Yine öyle uzaktan,
Bakarmısın gözlerime?
Gitmesen ve hep benimle olsan,
Silermisin geçmişini?
Bir ağacın dalı olmak mesela,
Bir çiçeğin yaprağı.
Tahta bir masanın ayakları,
Bir kalemin yazabilmesi için ucu,
Bir evde oda,
Bir insanda görebildiği göz mesela...
Sus ve öylece kal sen...
Konuşunca,
Kırıyorsun kalbimi.
Sus, ama sus lütfen
Sözlerin incitiyor beni...
Hiç mi sevmedin?
Son bir kez sana
Seni seviyorum diyebilseydim eğer,
Gözlerine bakıp,
Ellerinden tutup,
Kalbimin en derin köşesinden gelen bir seda ile,
Seni seviyorum diyebilsem,
Bir acı hissediyor yüreğim
Bir sızı
Kaybolmuşluğun ve çaresizliğin içinde
Atılan bir çığlık var
Duyan var mı?
Kollarım düştü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!