Küçük acemi adımlarla yazılan şiirlerin hikayesi bu
Ah bitse bu şiir !
Bitse acıdan beslenen cümleler
Bitse hasretlere eklenen virgüller
Ağıtlar küsse anlam dolu mısralara
Harfler ihanet etmese ömürlük sevdalara.
Gel dünyayı boyayalım seninle
Yüzünün alevinden bir kırmızı
Dudağının kıyısında ki başkentten bir buğday sarısı
Sarıldığımızda eriyen demirden
Metal bir gri ekleriz gökyüzüne
Sevmenin tüm halleriyle açar güneş
Sensizliğin saati geçmek bilmezken,
Şimdi, tahammülün sınırında gezinir aklım.
Yaralarımı kanatır, başkasına eşlik eden gülüşün.
Şimdi, gamzelerin bir idam fermanı.
Küçük bir kır çiçeği düşün
Koca bir kentin kalabalık ıssızlığında
Soluk saydam bir siyah
Ya da mat bir gri
Kimsenin fark etmediği,
Belli belirsiz...
Kara kış dedikleri bu olsa gerek..
İliklerime kadar işlemiş; karanlık ve soğuk
Kulaklarımı sağır eden acı bir çığlık
Nedir hissettiğim, bu soğuk zifiri boşluk
Sanki içimde deli bir fırtına kopuyor.
sen güleç gökyüzümün yağmuru
soluğuma karışan çoruh'un buğusu
yeniden dön toprağıma
yine getir gümüş kanatlı kuşları
dudağında bir mayıs sıcağı
yeniden gökyüzü yapalım sevdamızı
Sustum...
Sensizliğin zehrini içtim yudum yudum,
Dilime kelepçeler vurdum,
Seni anmasın diye...
Kaçtım...
Sesi kısık bir şiir bu !
Harfleri bir ölü kadar sessiz...
Susturulmuş...
Susmaya mahkum olmuş.
Boğazı değil,
...yüreği düğüm düğüm..
Son kez öpeyim seni...
Kurşunun ateş ateş öptüğü yerden
Sevdiğinin eline son kez değen rütbenden
Kana bulanmış kadere teslimiyetinden
Annenin feryat feryat kıyametinden
Kükremiş sisler içinde yürüyor yüzbin asker
Yüzbin top yüzbin tüfek
İnancını zırh yapmış
Sayısız yiğit yürek
Hırçın karadeniz'in durulduğu gün bugün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!