Cahiliye Mektebi Şiiri - Muhsin Emre

I

dalgalandı bileğim
kim dikiyor bu aynaları
ilmek ilmek utandım
seyredemedim boğazı

dalgalıydı deniz
kim deliyorsa boğazı
seyredemedim aynaları
aynalardan, boğulan martıları

dalgalıydı bildiğim
taşımadı martılar
taşımadı deniz
uyanmadı aynalar
uyumadı deniz
taşırken cesedimi vapurlar karşıya

II

Galata’da başladı bu şiir
bir talebe vardı, parası yetmemiş
veresiye çıkmış Tünel’i
izin vermemiş kameraya arşiv

Galata’dan Aşiyan bir görüntü
Sis içinde iki yaka
içinden Vapur gibi yedi kule Alim
ve yalın bir ilmin

İlmin Kulesi dimdik söndürüyor yangınları
koruyor nice kamaraları
İlmin Kulesi derdik, cahil! Galata
"kap be iki üç şey"

"biz bu Mektepte öğrendik:"
alsa Galata’yı dimdik Şeytan Kulesi
sürse Tünel’den aşağı
Ay biz bu Mektepte ne çok şey öğrendik

Vapurlar taşısa kuleyi
giyinse kolalı
güya karşılar ya Kız Kulesi aşığı
Tadilatta olmasa ne vakte değin

Sis’in içinde yedi camii
ve ilmin dimdik yalın kulesi
kendisi aynı zamanda bu şiirin şairi
gözleri yaşlı, Ay Muhsin Emre diye birisi

Ay! biz bu Mektepte ne çok şey öğrendik
hatırlarım ilk günü dün gibi
daha derine dalmalıydı kalbim
akmalıydı üzerimden şehir
daha dinerdi ya dalgaları den’zin

III

İlmek ilmek utandım
Bu kez boğ azlar serin
Daldı yine denize
Martılardan derin

Çıkarılmaz şimdi yangın yeri cesedi (cahilin)
Ey İlmin Kulesi: şimdi nerdesin!
Ben sana kaç kere dedim
"Büyük Konuşma"

"Yarın yarın yarın" diye geçindin
I will the day is clean
Seize the day, Seize the day
Day shall put you through sheer Bean

Zannetmiyorum! diye girdim içeri
Zannetmiyorum ki sen bu sınavda fullerdin
Tümlerdin, geçerdin, giderdin, muvaffak eylerdin…
Olunmaz cevabı zor Sualin

IV

Şeytan Kulesi esse
esse boğ azımdan aşağı
Bulurum Cahili Mektebinde
Karşılar ince Elçi
Tipik Kraliyet Üyesi, ikindi çayı
içinde bol süt
Kahve sever mi?

Kahverengi tabureyle
çay eşliğinde
başlar cahil talep etmeye:

"ayracı kaybettim arasında kitabın
nerde kaldığımı unuttum

bir yaz geçti ömür gibi garip
allahtan biraz uzaktım
haşır neşir oldu senle bende
bir yazı geçirdim şiirle
gurbet ellerde, baykuşlardan şairane

‘bizim’ demeye başladım yeşil sineklere
bol intihalli yazıların eşliğinde"
yağmura çok teşekkür ederim
"esef oldum maa’ ile
cahil gelmez şimdi neyle

kitabı kaybettim arasında ayracın
ara sıra olur böyle
bir yazı geçirdim neyle
nerde kaldığımı unuttum"

V

Gidiyorsak bir yolda yardan içeri
Varmalı Vapurlar kandan ileri
Marmaray kapar benim yeğeni
Aman acıyın, acı ona daha çok yeni

VI

(Bu Yolda)
Marmaray da bizden Emirhan da bizden
Şimdi küllerimi nereye döksem, Pişkin Pişkin
Bilirsiniz Hocam, sigara bizde baba mesleği
Şimdi Tünel’den aşağı döksem küllerimi (Galata gibi)
Kaç Mebus taşır cesedimi Vapurlarla karşıya
Kaç Elçi katılır cenazemdeki saflara

VII

(Teşekkürümdür)
Teşekkürüm saklı arşivdeki belgelerde
Nicesi yazılı, benimki de bayağı bende
Teşekkürümdür saklı kalsın arşivlerde:
Teşekkürüm hazırlık Hocama ve İngiliz Elçiye
İmzam Baykuşların peşinde
Gömün cesedimi alelade bir göle

VIII

Ne had ki bu bendeki
Yunus olmuşum süsten püften bir gölde
Sense Baykuş, dimdik, bir dalın üzerinde
Ah güzel dalım
Ah dokunsam kıracağım
Hasıl olursa zifir suya ihtiyacın