Dağ olsaydın görünürdün yamaçta,
Su olsaydın coşar idin ırmakta,
Işık açsan parlar idin şafakta,
Zenginim diyerek çağlama gönül.
Saray olsan gönüllerde gezerdin,
Aşkın gemisine biner yüzerdin,
Kitaplar okurdun İncil dizerdin,
Gezginim diyerek çağlama gönül.
Bulut olsan su verirdin canlara,
Rüzgâr olsan savrulurdun kırlara,
Mevsim gelsen dağılırdın yıllara,
Enginim diyerek çağlama gönül.
Abdal olsan gezer idin ellerde,
Türkü olup söylenirdin dillerde,
Bazen sevgilerde bazen dertlerde,
Kanber’im diyerek çağlama gönül.
Kanber GÜRBÜZDAL
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta