Buğularımdan seni toplamak vakti gelmiştir.
Nazlı hallerinden çiçek tarlalarına düşürdüğün hüzünlerin gölgesi,
bürünmüştür şimdi yaslı duvarlarına.
Seni göğün genişliğinde bulmuştum
Öyle ki
bi tanrı tokadı kadar okşamış yanaklarımı...
Bir yumruğa sıkıştırılmışken çatladın dudaklarımda.
Şimdi kayıplarıma buseler bırakıyor saçlarından hiç bahsetmediğim yağmurlar.
Beni boynunda her gece ölü buluyor uykularım.
Merhaba...
Benim münhasır durumumdan, sevdiğimin saçlarına kalp atışlarıyla örükler bırakan kızıma...
Bilmem kaç devrimin sonuydu,
Ben bileklerinden içerdim yoksulluğumu.
Savuran bekleyişlerimi bi matem tutarak bileklerime,
Tiksindim, sana kırgın savaşlar arayan adamlardan..
Devrilirken gün yüzü arayan şakaklarıma
Saçlarının karanlığı basardı,
beni dalgınlığa sürükleyen kokusuyla...
Ve bilmem kaç devrimin sonuydu
Ben sana sığınırdım.
Bir şehrin yokluğundan, yüceliğinden
sokaklarından ve yalnızlık belirten harabesinden...
Ve bir hüzün gibi çatlarken inceliğimden
Yansımak isterdim,
huylarına mevsimleri karıştırmış üzerinde gün kızllığı taşıyan yanaklarına...
Kayıt Tarihi : 10.6.2024 03:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!