Çocukluğumu istiyorum! ! ! ! !
Sepetime koyduğum düşlerimi, körebe aldanışlarımı, sobelendiğim köşeleri, ardından ağladığım kırılan oyuncaklarımı… Ben hiç büyümek istemedim ki, kim getirdi beni bu yetişkinliğe kim tuttu yürüttü ellerimden? ? Oysa ben hep acemi adımlarla koşmak istemiştim, belki de her defasında düşüp tekrar ağlamak… Elimden tutup kalkmayı öğretmelerini istememiştim, gözyaşımı silmeselerdi ağlasaydım yine düşüşüme…
Çamurlu ellerimi istiyorum! ! !
Kumdan yaptığım kaleleri, hani hep prensesi bendim ya Şatoların, işte onları istiyorum yine. Kim yıktı kumdan kalelerimi, kim batırdı kartondan yaptığım gemilerimi… Nerde resmini çizdiğim gökyüzü, denizler? Kucağıma almıştım oysa gülüşümle bütün doğayı. Hangi zamanda bıraktım ben o masum suretimi, kim çaldı gülüşlerimi?
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,