Gözlerinde kepenkleri kırarcasına bir hüzün konuşlanmış,
Hangi eşrefte nihayet bulur bu esef güzün?
İçimde dolu, çığ, çağlayan sözün
Hangi mavilikte sekinet bulur ağarmış yüzün?
Tüm düş düşünce din dogma;
Hasmın hısmın,
Eğildi gökyüzü döküldü sitem
İmbat cömertliğini kustu bu gece
çözüldü sanrılar yumağı ,
Akıl delisi;
eğreti bir düşünce
Altın varak kafes…
1
Akıtıp akıtıp gönlü bir belirsizliğin
Dik alınlı, kısık sesli gövdesine
Zamanı seriyorum ellerimle
Duvarları göğe yükselen
Harcını susarak kardığım evin damına kurutmak için düşlerimi!
Bi dolu,üç beş intihar!
Göğün heybesi yırtıkmış meğer..
Daha küçükken anlamıştım bunu
Bulutlara sarılamayınca uçaklar daha bi küçüldü…
İçimin göğü ıslandı sanki…
Harabeye dönmüşüz
Herkes Allame cihan!
Eriyik kireçlerden,
ıslak kum,
Kenevirden,
Bina üstüme bina!
"Yanımda olmanı istiyorum diyemedğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz?
Düpedüz sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır?" (serenad, livaneli)
Rasulullah hiç yalan söylemezdi,(*)
Ben,
Sesler…
Kulağımızda eksilen,
Grileşen,
Göğsümüzde büyüyen sesler...
Sararmış bir albüm kapağının naylon poşetleri arasına sıkışmış sesler...
Sesler duyuyorum...
Güzel günler göreceğiz
Dalgaların hoyratlığının ninni gibi geldiği - Munzur bir çoçuğa anne azarına sinmiş merhameti gibi-
Usulca, huzuru vefayı nakşede nakşede
Envai çeşit dertleri aşa aşa
Günün doğuşunu göz kapaklarımızda ağırlaşan bir türküyle
bekleyeceğimiz günler...
Toprakları hakikate makber bilen zihniyetlerden,
Afyona bulanmış izimler devşirilmiş...
Zamanın vaveylasıyla gök yarılıyor ve yer dağlanıyor!
Kalemi ebter bir şaireyim
Gönlümün kuluçkaya yatmış suallerine,
Cedelleşmeye vakti olmayan aklım kayıtsız...
Olurda bir gün bulursam beni,
belki bir çay içeriz...
Kaldırır kepenklerini ve bakarım gün yüzüyle içimin sergüzeştine...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!