Van Başkale Sallıdere Köyünde doğdu.
Dedim ki: Niye geldin?
Dedi ki: Nereye gideyim
Hangi kapıyı çalayım
Her şeyin bende kaldı
Koca çınara dert yandım dal kırıldı
Bir güvercin mavi göğü çizdiğinde
Menteşesi çürük kapıdan gittin ansızın
Sancısın...
Aklımın
Sabrımın
Çocukluğum; kitaplarda yazan masaldı belki de
Kerpiç kerpiç örülen ev
İki basamaklı sığıntı merdiven
Her açtığımda kapıyı,
Firari gözlerime dolan kireç badanalı duvar
En güzel kadındı annem
Sesler uyurdu ağustos ellerinde
Akardı yüreğinde emzirdiği hüzün
Suya sığınan yıldızlar
annemin hüznünde kaybolurdu gece
Bana sorma hayatı,
Gölgen riyakâr bir duruşa durdu
camın buz düşünde
Benliğin ki, zamanın harap bağında
yürek sargını unuttu
Ben seni şimdi sevmedim ki!
Elbak’ın o savruk akşamlarına
Saldığın nefesini sevdim
Gözlerinden gözlerime akıp gelen,
Meskût hüznü sevdim
Ben seni şimdi sevmedim ki!
Bu cadde,
Şu sokak,
Dar kaldırım, zindan bize.
İçiyorum sigarasını beyefendinin
Kapkara kusuyorum zehrini
Hâlbuki; bende mavinin aşkı
Cudi
Cudi bir aşiret sofrası
Reçine kokar...
Nergis kokar bir yorgunluk sonrası
Buğday yanığından öptüğüm
Sür soğuk namluya sol yanından mermiyi usul usul Daya başıma ya da götür beni her yol bana meçhul Gün kısa derken, bir çisenti sis sabahı yıkar ruhumu Anım ıslak... Her yanım ıslak...
Yağmurda solan çiçekti
Ey yar!
Uçtu birer birer o aksakallı turnalar fecrin Gün biter param parça artık Hiroşima düşlerin Bir köz olur düşer her bebe varoşuna ansızın Dudakların ucunda can çekişen yitik şarkısın
Diyorsun ki;
Huzuru taşıyalım ipek halılara
Ya gönül dağıyla dalarsa düşlere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!