Ne de güzel konmuşsun
Özgürlüğe yol olmuşsun
Sen dışarda ben içerde
Bana yoldaş olmuşsun
Pencerede mor güvercin
Munzur deyince aklıma şelaleleri saz çalan,
suları darbuka gibi vuran,
rüzgarı kemençe çalan,
ve tezenesi kaybolan bir kent gelir.
Munzur deyince aklıma bestesi yanık kokan,
bir düşün ölmüşsün
musalla taşında kefenle tabuttasın
hazırda duran
ahaliye eşe dosta
imam sorar
"hakkınızı helal ediyor musunuz" diye
Mutluluk elinde
Hapsetme seni incir kabuğuna
Bir kere boşalt beynindeki fazlalıkları
Küçücük şeylerle yorma kafanı
Oluruna bırak birçok şeyi
Yarının yeni bir gün olduğunu unutma
günboyu öfke üretiyorlar
nefret konuşuyorlar
bunun çeyreği kadar
barış konuşsalar
ekmek üretseler
İyilikten bahsetseler
Nazlıdır o gül yüzün
Gelinlik gibi süslü
Sarı mor beyazınla
Güzellik içinde gizli
Sen nevroz çiçeğisin
ayaklarına yürümeyi
sesine türkü söyletmeyi
yüreğine direnmeyi
vicdanına adaletli olmayı
öğretemezsen öğrenemez
bakışlarınla maviyi güzelleştirmeyi
İçten attığın her kahkaha
Candan her sarılışın
Bir de çakmak bakışın,
Sevmeyi doğurur ve örgütler.
Gül ki dünya güzelleşsin.
Güldükçe güzelleşeceğiz,
şimdi gökyüzünde bir özgürlük aksa
bütün bu rezilliklerin canına okusa
ortalık pis kokulardan paklasa
şimdi bir güç bütün sınırları kaldırsa
pasaportsuz bir dünyada herkes buluşsa
ve bir özgürlük rüzgarıyla herkes birbirini kucaklasa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!