hoşça kal gözüm hoşça kal
bir ömürde kaç kez karşılaşırız bilmem
yüreğimi sana emanet ediyorum
nasıl bakarsan bak takdir senin be gülüm
ama müsaadenle gözlerini gülüşlerini götüreceğim
sen hiç korkma incitmem kırmam onları bilesin
İstanbul bu
koca şehir
on beş milyon insanın barındığı kent
şehir denize kenetlenmiş
sokaklar alabildiğine kalabalık
tozlu dumanlı caddeleri
kardeşlik
yani uğruna yaşadığımız şey
yani uğruna uğraştığımız şey
yani dünyanın en kıymetli sözcüğü
sen ölünce ben ne yaparım deme
inan ki bir tanem,
sen de ötekiler gibi üç günden sonra unutursun,
belki ilk hafta biraz zor gelir,
sonra;
Munzur deyince aklıma şelaleleri saz çalan,
suları darbuka gibi vuran,
rüzgarı kemençe çalan,
ve tezenesi kaybolan bir kent gelir.
Munzur deyince aklıma bestesi yanık kokan,
ayaklarına yürümeyi
sesine türkü söyletmeyi
yüreğine direnmeyi
vicdanına adaletli olmayı
öğretemezsen öğrenemez
bakışlarınla maviyi güzelleştirmeyi
sazlıktaki kuşlar kadar bile olamadın ey insanlık
binlercesi bir arada ve kavgasız
kızılcası, güne bakanı, kanaryası, serçesi
gece balıkçısı, küçük akbalıkçısı, gök mavilisi
gökkuzgunlusu, yalıçapkını ve yüzlercesi
tarih ve doğa ile iç içe ve kavgasız
ölüm hep Ezidi'ye mi düşer
öldüler dağlarda, öldüler tenhalarda bir bir
bir damla suya muhtaç, bir dilim ekmeğe
ve ölüm yalınayak çırılçıplak
geride kaldı filintaları, geride kaldı pirleri
dağlara tırmanabilen ve bebeğini kucaklayabilen
seni sevmek dikenler içinde bir gül almak gibi
seni sevmek aşiretten kız kaçırmak gibi
seni sevmek barikatları aşıp mayın patlatmak gibi
seni sevmek karakol kapısına siyasi afiş asmak gibi
İstanbul, 2017
çocuklar öldürülüyorsa,
aç bırakılıyorsa,
sokaklara terk ediliyorsa,
düşleri çalınıyorsa,
köle gibi çalıştırılıyorsa,
oyun alanları ve parkları yıktırılıp gökdelenler dikiliyorsa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!