Nereye baktığının bir önemi yoktur aslında,
Baktığın yerde gördüğündür hayattan istediğin.
Dünya ne garip.
Bir kasap dükkanında yıllanmış bir et makinesi misali,
döndükçe yutuyor bedenleri.
Kaç sene olmuş?
Kaç insan doğmuş?
Kaç hayat solmuş?
Sürgün yemiş ruhum en çıkmazlara,
Duygularım infaza mecbur bırakılmış,
Sözlerim yasaklı, hislerim lanetli sayılmış.
Mevsim sonbahar,
Sararmış yapraklar fanilik kokar.
Ayrılıklar bu mevsimde daha bir acı olurlar,
Camlarda buğu bırakır hüzün dolu yağmurlar.
O buğulara aşkı yazar cam kenarlarında çocuklar...
Bakır taslarda kana kana içildi gençliğim,
Kızgın çöller aşmış bir seyyah susuzluğuyla,
Hızlıca, tek nefeste, bir dikişte...
Bilmem gerek;
Koşabilmek için, düşmeyi
Sevebilmek için, ayrılığı
Yaşayabilmek için, ölümü
bilmem gerek...
Yazmak...
Bilekleri kesilmişcesine kalemin,
mürekkebin son damlasına kadar, seni yazmak...
Kelimelerin arasında mesafeler açmadan,
boşluk bırakmadan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!