Birkaç yolcu, geçmiş bahçe, yanından,
Gül’de bir dert, var mı diye bakmışlar,
Tuhaf şeyler, görünmüş ki o yoldan,
Perişan bir, yer mi diye bakmışlar.
Meğer bülbül, gül’den kaçmış habersiz,
Bir de demiş, kalır mıyım hiç yârsiz?
O gül’ünü zannetmiş ki, değersiz,
Bu yangına, nar mı diye bakmışlar.
Ne kazandın, gurbet ele varınca?
Üşüşür bak gül dalına karınca,
Bahçeleri mezar yapar derince,
Demişler de, dar mı diye bakmışlar.
Gülden başka bir çiçeğe, yaklaşma,
Bu bahçeden gayri yerde dolaşma,
Ele ait, olan yâre sataşma,
Bu nasihat, zor mu diye bakmışlar.
Ne geçer ki, a bülbülüm eline,
Boş ver artık, dönmelisin gülüne,
Gül de belki, hasret kalmış diline,
Güzel sözler; der mi diye bakmışlar.
Bülbül güle, geldi özür diledi,
Sessiz-sessiz, acep ona ne dedi?
Belki gül de, kızıp diken biledi,
Bülbül dayak, yer mi diye bakmışlar.
Görmüşler ki, meğer bunlar barışmış,
Bülbül, bağın, tamirine çalışmış,
Nedameti, nağmelere karışmış,
Tekrar bunlar, yâr mi diye bakmışlar.
İzmit
23.11.2012
Kayıt Tarihi : 24.11.2012 23:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Değerli Dostum,
Kısıtlı bir zamanda kısıtlı bir zamanı yakalayarak genel’de net ortamına ,özelde ize Antoloji’ye girdiğim için saltça şiirlerinizi okuyabiliyorum .
Şiirinize değgin birkaç tümce olsun yazamadığım için bağışlayacağınızı umuyorum.
Erdemle.Selamlarımla…
Aklı başına al,yoksa ebedi hayatını mahvedersin,mecazi aşkların oyuncağı olursun.Sana yakışanı yap.
tebriklerimle üstadım.
TÜM YORUMLAR (8)