Bayram Sabahı
Ovuşturarak gözlerini, ışığa doğru yürüdü.
Kapının boğuk sesi duyuldu hafiften.
Bayram namazı kılmak için,
Hızlı hızlı yürüyen son adamdı, yolun sonunda görünen.
Göğe merdiven kuruyordu tütsülerden Ayşe Teyze’nin sobası.
Birazdan kirpikli tabaklar dizilecekti dantelli masaya.
Tatlılar, tatlı anılarla paylaşılacaktı bir bir...
Börtü, böcek, ağaç, kuş...
En çiçekli elbisesini giymişti.
Daha sabahtı; derya, deniz, dağ, taş uykulu...
Herkesin üzerinde bir mahmurluk vardı.
Vadi, üzerindeki yorganını yavaş yavaş atıyordu.
Birazdan seyirlik bir sahne başlayacaktı.
“İçime içime mi akıyorsun,
Ey güzel nehir?” diyesim geldi.
Hangi güzelin hoş kokusuydu
Kapı aralığından odama dolan?
Curcuna vardı ceviz ağacında;
Muhteşem koro, şafak attığından beri söylüyordu.
Şef olmak için yetişti tüyleri kırmızımsı kuş.
Bir iki hareketle sahneye oldu hâkim.
Nefesi kesilircesine notalara dokundu bir başkası.
“Benim sesim daha güzel!” der gibi, ardında diğerleri
Devam ettiler, karanlığa kadar sürecek gösteriye.
Derin bir “Ah!” dedi adam.
Söylendi kendi kendine:
“Bu benim kaçıncı bayramım?
Neden böyle susar susar ağlarım?”
Çocuk sesleri yankılandı uzaktan.
Şeker torbaları, ellerde sevinçle şıngırdarken,
Bir yanım gülümsedi gizlice;
Bir yanımda eksik kalmış bayramlar sustu yine.
Kulağımda, eski bir radyo sesi gibi
Babamın sesi çınladı.
Sofraya konan her nimetinde,
Bir hatıra, bir vefa, bir ömür gizliydi.
Taze ekmek kokusuyla uyanan sokaklar
Yüzü yıkanmış bir çocuğun ferahlığı gibiydi.
Ama içimde bir yerlere çöreklenmiş
Suskun bir yalnızlık vardı.
Ayakkabılarımı bile özenle giydim;
Sanki gideceğim yer geçmişin kalbiydi.
Bir mezar başı belki...
Belki annemin dilsiz hatırası...
Ve yine de inatla güzeldi bayram.
Çünkü hâlâ bekleyen vardı bir yerlerde.
Hâlâ açılan bir kapı...
Hâlâ içten bir “Hoş geldin!” sesi...
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 18.6.2024 18:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!