Buğulu bir camın ardından İstanbul’u seyretmek gibi sana bakmak,
Ardında dört mevsim, kalabalıkların yorgunluğu ve küçük bir çocuğun salçalı ekmek mutluluğu var.
Adaların üzerinden denize inen kızıl güneş sanki tel tel dökülmüş yanaklarına.
Buğulu bir camın ardından İstanbul’a kulak vermek gibi seni dinlemek,
Ardında ıslanmış kaldırım taşları, sırılsıklam olmuş insanlar ve iki sevgilin huzuru var.
Hırçın Marmara hiç olmadığı kadar uysal, dizginlerini teslim etmek istermişçesine sana.
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta