ESKİDEN…
eskiden kahvemi şekerli içer,
kunduramı lostra boyar
pazar filesine astığım
kese kâğıdı rızıkla nemalanırdım
ama ben hala gencim
hatta çocuk yüreğim...
daha uçurtma uçuracağım
balonlar patlatacağım
bir güvercin seveceğim mesela
BEKLENEN
Ümitler kollandı ayaklandı tek tek
Belki bir daha yerde sürünmeyecek
Cesur yürekler kuşanmış en ön safta
Maverada isimleri hiç bilinmeyecek
Elimde, garip bir geçmişin hüzünlü öyküsü
Neresinden baksan, acısı içimden geçiyor
Anlayamadığım bir dünyanın, girift örgüsü
Her gün ruhuma azap veren, bir düğüm seçiyor
Lütfunda bir çabanın göz nuruna gölgem düştü
Bir sen burada dur dediler
Uzayan geceye sür dediler
Dileğin olmaz senin be gülüm
Bu yüzün gülmez hiç dediler.
Sol yanımda bir sızım artık
Kimim ben ya da neyim?
Beynimi meşgul eden bu soru da ne?
Tarif edemiyor tahsilimle hasat ettiğim ekinim
Ben de benzer miyim etten fani bir beşere
Kontrol, kontrol ve hep kontrol
İSTİYORUM
Ağlamak istiyorum gözüm her nemlendiğinde
Çekinmeden, gizlenmeden, ellerimle örtmeden
Haykırmak istiyorum fikrim ateşlendiğinde
Dellenmeden, körlenmeden, ortalığa dökmeden
ahenkli kalemiyle,
ezber bozan, sen
yattığı yerden,
kaçıp tozan, sen
incir çekirdeğine,
sirkatin yazan, sen
SANMA!
kaç yıl oldu bilmiyorum
senden geçen sözüm, nazım
hatırlayamadığıma göre
epeyce bir zaman olmuş
USULETLE VE SUHULETLE
“Usuletle ve suhuletle” derdi eski bir baş aktör
Ezber bozmaz dizilerin her bölümünde,
Naifti, hoştu, dillendikçe dinlendiren
Dinledikçe sakinleştiren.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!