Anladım ki içinde yaşattığım diye kandırdığın o hilebaz sevmeler de kendini kandırabiliyormuş sen gibi...
Ne tuhaf... hayatım da tamamen kalbimi doldurduğun gözyaşım yok... hayatım dediğin o illet şey yok mu... biraz da nefesinden umutsuz buruk yaşayabiliyormuşum...
O siyah tekerleklerin yok mu, o siyah camların...kalbini, yolunu göremediğin kördüğümlerin yok mu seni senden ve sevildiklerinden kaybettiren...kirli beyaz perdelerin yok mu örtülü... sadece benim gördüğüm içindeki pırıl pırıl seni...
Dün gece geçtiğim o ışıkların yok mu ziline bütün sevgimle, kalbimle basamadığım...ŞİMDİ ARTIK HİÇ BİRİNDE OLMAYACAĞIM! ... Anlayacağın değişen hiç bir şey olmayacak...
En değerli değerine değersizlik katılan o kalbim olmayacak...
Şimdi ne camların kırılacak ne zilini alıkoyacak bu kalp... ne de bedenim seni o yolsuzluklarına götüren siyah camlı siyah tekerleklerine adımını atacak! ...
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var