Bir ülke düşünün ki düşünce gömütlüğü
Salt deri et ve kemik
“Ağzı var dili yok” insan çöplüğü
Duman altı odalarda ağız yarışçıları
Duvarlar içinde çürür ses yiterdi
Durmadan söz sözü yerdi
Düş gölgesi geçerdi gözlerin hizasından
Söz sözün ağına düşerdi
Duygularım küserdi gül düşerdi ben düşerdim
Ağlardı dört duvara düşen söz üstümüze
El ele yetişmezdi.
Her söz birbirine çatardı
Her söz birbirinden ışık çalardı
Kurşun canımı yakardı ateş evleri
Yersiz yerliyi kovardı
Unutturur zaman söz azalırdı
Her gün cenazelerde
Gide gele ölümlere alışkanlık başlardı
Bir ben çelenk bir çiçek
Ağız yarışçıları
Bir yeşil sarıktı ölüm
Ölüm yüzümde yaşardı
Nedenine yanaşmazdı hiçbir söz
Yalan yanlışa bakardı.
Kırık dönerdim kendime
Ölülerden çaldığım kurşunlar yüreğimde
Gözyaşını anlamazdı
Yürürdüm içimin en tenha küçesine
Köpekler salınırdı elleri kurt başları
Hiç insan kokmazlardı
Kan patlardı, yakılırdı Kürt illeri
Ben şiire kaçardım ağız yarışçıları
İşçi grevlerine yumulurdu yalnızlık
Sokaklarda ağlardım.
Acılar hiç durmadan kapımızı çalardı
Acıların yaşları epeyce vardı
Ve masalar dolusu ağız yarışçıları
Durmadan hiç durmadan konuşurlardı.
Kayıt Tarihi : 4.8.2005 10:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yüreğinize sağlık
Sevgiyle
TÜM YORUMLAR (2)