Zor yaşam,tutsak yaşam!
Hayat bize oldu girdap
Bizi çevreleyen zorluklar
Zindanlar,küflü duvarlar..
Sussuz yazlar
Soğuk kara kışlar
Bitmeyen bulutlar gibi
Gözlerim garba çekilmiiş
Bir gurbet akşamı
Mektep dönüşü...
Ağzımda sigara
'Of' çekiyorum,
Dumanlar yükseliyor,
Devamını Oku
Bir gurbet akşamı
Mektep dönüşü...
Ağzımda sigara
'Of' çekiyorum,
Dumanlar yükseliyor,
Kin kusan sözcükler dizisi, sevgi saygı yok, kim köle, kim bey? anlaşılır değil, Türk Milleti ne vermiş, ne almış. Nasıl ezilmiş.. bu sözcükler dizisne göre herkes suçlu. Şair hiçbir şey anlamadım bu edebi diye yazdığınız şeyden. Kutlarım herkes yazamaz böyle..
Her ne pahasına olursa olsun bir gün mutlaka özgürleşecek dünya halkları ve gezegenimize barış gelecek..Sınırsız ve sınıfsız bir dünya özlemiyle sizi kutluyorum dost..
TARİHİN EN BÜYÜK ESİR ULUSU
Olanağı yok seni anlatmanın
Derdin,
çıplak dağların gibi kararır durur
kaplamış koca bir diyarı.
Acın okyanuslarca derin,
Tanyıldızınca yüce ve aktır özlemin...
Anlatımın olanaklı değil senin
Kara yazılarla dökülemezsin ak kağıda,
Resmedilemez
kum deryalarına benzetilerek
özgürlüğe susuzluğun,
Yazı yeterli değil
çizgi yeterli değil
yeterli değil söz seni anlatmaya...
Sen koca bir halksın
varlığı inkar gelinmiş
ve özgürlüğü çiğnenmiş
kurtlar ve sırtlanlarca,
Hesabedilen
20 milyon diye
30 milyon diye,
Daha fazlasın belki de...
Uzun ve karanlık bir yoldan geliyorsun bugüne,
Diken üstünde konaklıyorsun kendi bahçende,
Kırbaç altındasın kendi evinde,
Dertlerin tarif edilemiyor
tarif edilemiyor acın
tarif edilemiyor çektiğin çile...
Sen koca bir halksın
kökün tarihlerce derin,
Kırbaç altındasın beylerince,
Kıskaç altındasın çapul taburlarınca.
Düşmanlar kaplamış dört bir yanını
Ayakların prangada,
Dilin kilitli,
Kelepçede ellerin...
Kahrın en büyüğünü sen taşıdın sırtında
Zulmün en iğrenci sana reva görüldü
Utancı seninle yaşıyor çağdaş dünya
Talan bıçaklarıyla parçalandı vatanın,
Zehir bombardımanına uğradın bir tek sen
Yirminci yuzyılın son çeyreğinde
Halepçe'de....
Olanağı yok seni anlatmanın
Bir- beş değil senin düşmanların,
Çirkef, kalleş ve sırıtkan
Zalimlerle kaplı dört- bir yanın...
Başlangıcı belirsiz bir yoldan geliyorsun- karanlık,
Her adıım başı yolunda bir kahpe pusu,
Her adımda bir bıçak sırtına saplanan.
Yılan- çiyan içindesin
düşmanlarla haşir- neşir
tam orta yerinde dunyanın...
Olanaklı değil seni anlatmak kelimelerle
Ancak yürekten okunabilir sevdan,
Ancak yürekte parlar umudun
Ve ancak
yüreğimi kanatarak
çizebilirim ben
acını, kavganı ve sevdanı senin...
Sen bir koca halksın
sen bir öksüz welatsın
çöllerce susuz,
dağlarca sarp ve yalçın
düşe kalka yürüyen
karanlık gecenin sonuna doğru...
Ve ben,
sol göğsümün orta yerine
tırnaklarımla kazıyorum ki şunu:
Mutlak olarak dinecektir acın
Gelecektir uzak değil
bu kara gecenin sonu,
Özgür olacaktır Kürdistan
ve tarihin en büyük esir ulusu...
Mehmet Sarı
Mart 1988
Melbourne
Heval Memo helbest pır başe.
Devletine Silah Çekersen
Başında Uçuşur Jetler
İngilize Uşaklık edersen
Başında Toplar tüfekler Patlar
Anadolu'da Görülmedi bunca yıldır
Askerine silah çeken
Hem kalleş hemde satılmış hain
Başka hiç millette yok
Hem kahpe Ve de Soysuz kavim
Ben Toprapın her yerine Vatanım derim
Vatana İhanet edene İnsan mı derim?
Yaptığın ozanlık değil, Bölücülük senin
Şair diye değil
Öfkemdir sana yorum yazan elim.
yazan
Çıkar çevreleri aradan çıksa, insanlar çok güzel anlaşırlar.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta