Madran Baba Dağı'nın kuzey eteklerinde
Kuruludur çadırın kıldan senin Bozdoğan.
Neopolis, Bergasa ve Kemer üzerinde;
Tarih kokar binlerce yıldan senin Bozdoğan.
Selçuklu, Osmanlı'nın yolları çıkar sana;
Körteke Kalesi'nden eğilir bakar sana;
Zeytinin bereketi yağ olur akar sana;
İncirin lezzetlidir baldan senin Bozdoğan.
Beşoluk Yaylası'nın rüzgârları bir esse,
Buz gibi kar helvası yangınımızı kesse.
Gözetir Madran Baba, Hıdır Baba, Biresse;
Karşılar konuğunu yoldan senin Bozdoğan.
İnsanın öyle cömert, doyar sofrana çöken;
Konur kaymaklı pide, buyursun canı çeken.
Olukbaşı, gelene oğlak çevirir iken
Keşkeğin tabak tabak boldan senin Bozdoğan.
Düşman varabilir mi hiç Bozdoğan üstüne?
Giremedi hiç biri. Destan destan üstüne.
Yörük Ali'n., Demirci'n aktı Yunan üstüne
Her biri ayrı ayrı koldan senin Bozdoğan.
Yüzer Arapapıştı sularında dalgıçlar;
Alhisar cennetinde serçeler, kırlangıçlar;
Konaklı'da, Rola'da, Örtülü'de sarnıçlar;
Ovaların yeşilden, aldan senin Bozdoğan.
Oğuz'sun; Çavuldur'un, Eymir'in ocağında.
Yükseldin Doğan Bey'in, Boz Bey'in kucağında.
Buram buram terlerken Ağustos sıcağında
Madran Gazozu'n anlar hâlden senin Bozdoğan.
Bir ulvi koku sinmiş caddene, sokağına;
Akçay sende kavuşur Menderes Irmağı'na,
Tâ ezelden hayranım taşına toprağına
Dökülen bu mısralar, dilden senin Bozdoğan.
Levent Topludal
Kayıt Tarihi : 23.2.2024 15:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!