adsız bir mektup yazıyorum saat gece yarısını bir geçe
yollamak için mi yoksa yazmış olmak için mi bilemiyorum
gün ışımaya başladığı zaman anlıyorum ki sensizliğe yazılmış olanı yine sensizliğe yolluyorum
ve farkına varıyorum ki yazmış olmak için yazılmış bir mektup
pulsuz,mühürsüz,isimsiz....
başlığı konmamaış bir şiir yazıyorum
güneşin ışıklarının yeri yararak çıktığı vakit
ölçüsü,uyağı,teması yok
sadece kelimeler ve ben varım
bir kaygı güderek mi yazıyorm bu şiiri bilmiyorum ama bittiğinde yeterince kaygı yüklü olduğunu görüyorum
atılmamış adımlar adına konuşulmamış sözcükler yolluyorum,
gecenin zifiri karalığının bitip,aydınlığın saltanatının başladığı vakit
boşlukta asılı kalıyorlar bir bir
unutulup yitiriliyorlar sonrada.
bir tahta parçasına verdiğim değeri anlatıyorum kalbi tahtadan olan birine
anlamadığını beni duymadığını hissetmediğini bile bile anlatıyorum
içimi kan revan içinde bırakarak devam ediyorum.
sonra bir gün geliyor günlerdir,aylardır biriktirdiğim bütün herbişeyi
bırakıyorum atıyorum omuzlarımdan
aydınlık bir çıkışa doğru adımlar atıyorum
elimde bir tahta parçası
yüreğim tahta parçasınınında parçası....
Sevtap Gümüşay
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde