Beklenen bir şehir vardı, dumanla kaplı
Sisler ardında kalan yüzün, son yansıması gibi.
Durulmuştu artık koşarak tükettiğim bütün yalanlar.
Avuçlarımda kül tadı.
Tutunduğum o son dalım da çoktan kırılmış.
Sustuğum feryadım için yırtıldı göğsün kafesi
Hangi sesten kaçtıysam yankısı beni çağırdı.
Zaman, içinde çürüdüğüm o demirden kafes.
Herkesin borçlu olduğu bir güneş
batarken anlamsızdı.
Tarih, sadece biriken yaraların sayısıydı insana baktıkça.
Gelmeyecek olanı sevdim ben,
derimin altında uzayan o sessiz tüneli.
İçindeki boşluklar ezberimde, karnında biriktirdiğin sancı, gözyaşından daha gerçek...
Kırık bir pusulaydı elimde kalan, bütün haritalar alev almış.
Dünyanın attığı o büyük çığlık, içimizde donan bir nehir,
pasla kireç arasında ufalanan düşünce,
varoluşun kendisinden arta kalan tortusu.
Her taşın sakladığı sisli denizde güvensizliğimin tek nedeni sensin.
Unutulmaz, her düşene bir gökyüzü borçluyum.
Gülden Işık
Kayıt Tarihi : 7.10.2025 11:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!