Bölerek Gidiyorum Şiiri - Meryem Keskin

Meryem Keskin
317

ŞİİR


35

TAKİPÇİ

Bölerek Gidiyorum

Seni sordum dostlara seveni çok dediler,
Mutlu bir yuva kurdu sorunu yok dediler.
Unut anma adını yoluna bak dediler,
Ellerin olduğunu bilerek gidiyorum.
Yüreğimi ikiye bölerek gidiyorum.

Anlattıkça efkarla nehir oldum çağladım,
Kanayan yaraları tuzla sarıp bağladım.
Bağrıma vura vura son bir defa ağladım,
Kalbimden izlerini silerek gidiyorum.
Yüreğimi ikiye bölerek gidiyorum.

Buz koysam ateş olur sönmez yürek harıma,
Dağlar bile dayanmaz benim ahu-zarıma.
Döneceğim diyerek gönlü Gülizarıma.
Diktiği ak gülleri yolarak gidiyorum.
Yüreğimi ikiye bölerek gidiyorum.

Çok geceler uykusuz aydınladı sabahım,
Dualarım ağladı ıslandı kıblegahım.
Feryadım arşa çıktı duyulmadı eyvahım,
Gözlerim uzaklara dalarak gidiyorum.
Yüreğimi ikiye bölerek gidiyorum.

Mazimde sakladığım hatıraları yaktım
Dizlerim tutmaz oldu olduğum yere çöktüm.
Baş başa çektirdiğim o resmimize baktım,
Bir zalimin gönlünde ölerek gidiyorum.
Yüreğimi ikiye bölerek gidiyorum.

Darlandı kesiliyor nefesim düğüm düğüm,
Nasıl söküp atayım bu aşk bende kör düğüm.
Kefenleyip elimle topraklara verdiğim,
Bu aşkın namazını kılarak gidiyorum.
Yüreğimi ikiye bölerek gidiyorum.

……Meryem Keskin……
……30.10.2025…….
……Muhammes……..

Meryem Keskin
Kayıt Tarihi : 8.11.2025 20:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    ah şimdi;
    herkes kendi yükünü taşısın,
    sonunda bölüştük kederi…,
    turuncu gülüm, turuncu gülüm, turuncu gülüm;
    nefe/ss/iz kalmış bir saat kapaklanıyor,
    acele vedamıza…,

    gözlerimden gemiler devriliyor
    kırmızı sulara,
    sarıl sarıl sarıl/ma vakti geldi ve
    bu tasalı musafahasızlığa,
    bakma ağladığıma…,
    ağlak bir güvercinim ben,
    keklik olmaktan uyandırdığın
    o güvercin ki,
    bozkırından koparılmış ve
    ellerin yurdunda garipler garibi,
    sürgün di/yârında yüreği pas içinde…,

    kaldır ayrılığın perdesini hekimim,
    gözlerimiz son kez kamaşsın ayniyetle,
    gözbebeklerimiz hicapla yere baksın,
    uzun sürmez bilirsin zaten,
    efsunkâr muhabbetler…,
    hızır ilyas tepesinde bir yetimhane türküsü gibi,
    şimdi ayrılık…,

    kızıl yaprakları
    katmer katmer ayrılıp,
    mendile sarılmış goncanın;
    kış ikindisi akşam ayazında,
    göz yaşıyla ıslak kaldırımlara
    bırakılan bir gül dalı gibi,
    terkedilmiş ve ıssızım…,

    ideolojisi olmaz ayaklar altında kalmanın,
    ve ah ki;
    evrensel bir buğu gibi göz pınarlarında,
    ölümsüzlüğe mütemayil bir nefesken, ve;
    kendisinden gayrısını istemez bir kafes müstakili,
    ve insanın hayatta bir kere öleceğine kaniyken,
    sadece tomurcuk gülleri değil,
    baharın en tazesini getirdin sen bana…,
    ve bir ölüyü dirilttin,
    her yanım kan kızılı gül içinde…,

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)