Mızrap olmuşsun
Çalınan kim
Izdırap olmuşsun
Üstüne alınan kim
Gül gibi solmuşsun
Koklayan kim
Kandan kırmızı şarap yudumluyor
ve candan yaşadıklarımızı
ve kalakaldıklarımızı dolduruyor kadehler
ve birbirinin peşi sıra
Korkumuzu yendiğimiz gündü o gün
Korkmadığımızı söylesek de, korkaklıkla suçladılar…
Korktuk suçlamalardan;
Korkak olduk…
Ağ gibi örülmüştü her bir taraf
ve dağ gibi insanlrala doluydu
ve bağ bahçe çiçek kokusuydu
ve kendini yıldırmadan
ve bir avuç zenginlik için çıldırmadan önce…
Birkaç işçi gördüm bugün toplanmış
Belli ki eylem var Kızılay Meydanı’nda
Birkaç memur gördüm, birikmiş
Belli ki miting var Kızılay Meydanı’nda
Birkaç öğrenci gördüm gruplaşmış
Belli ki gösteri var Kızılay Meydanı’nda
Hasret kalmıştık sayfalarca satırları okuyana
ve enine boyuna bir karış akıl bile yürütmeden
ve o yana bu yana savrulan
ve kendi yağıyla değil, yağdanlıklarıyla kavrulan
ve sağıyla soluyla
Yaraları sarılmamış denizler var karşımda
Karaları dövüor çırpınan dalgalarıyla
Kerterizler alınmış geçmişin soluk yüzüne dair
Yolunu bulamayan uçurtmalarla
Bitkin kuyrukları bakıyor en yetkin bulut kümelerine
En etkin duygular çaresiz
Yanı başında insan harmanlanmış
ve iyiden iyiye sarıp sarmalanmış
ve mümkün olandan da fazla tutuk
ve sanki nutuk atarcasına
ve özverili
ve yaralı bereli bir yenilenmeydi
Bir gün kör
ve küçücük bir kurşun
ve ateşten hemen önce
ve düşüncelere dalmış
ve dile gelmiş kendince…
Eskimektir senle yaşadığım, eksilmek
ve silmek gelecekten beklemediklerimi…
İstanbul’du benim mabedim
ve bir kabuldur herşeşişle birlikte
ve budur matemin bitiş noktası…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!