Biz Salak mıyız Şiiri - Yorumlar

Yavuz Nufel
17

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

HADİ BAKALIM

Nisan 2006 da okurlardan gelen yoğun şikeyet ve istek üzerine aşğıdaki yazıyı kaleme almıştım..

Hz. Mevlana'nın söylediği gibi 'Söylesem faydası yok, susam gönül razı değil'di... Yine de susmadım, yazdım ve bekliyordum...

Tam ümidi kesmişken RTÜK Başkanı Zahid Akman, yaptığı söyleşide bizim yıllardır muzdarip olduğumuz bir konunun altını çizmesi nihayet sesimiz, dileklerimiz bir yerler ulaştığını görmesi açısından sevindirci...

Tamamını Oku
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir 21.02.2009 - 12:42

    sevgili yavuz öyle güzel yazmışssınki uyutuluyoruzzzzzzz
    ama inan bana seyretmiyorum diyenlerde sistemin içinde bal gibi yediriyorlar işte başka ne var kara kutu denilende oyunun bir parçası sen oyalan bunlarla öteki tarafta başka işler dönerken kör ve sağır dilsiz ol demektir bu......kalemine sağlık arkadaşım.
    müzeyyen başkır

    Cevap Yaz
  • Sevinc Kavuk
    Sevinc Kavuk 18.12.2007 - 23:47

    Böyle okuyucuya böyle gazete´den başka bir şey değildir. Alın her hangi bir gazetenin Avrupa ve Türkiye baskılarını, karşılatırın aradaki farkı

    Avrupalı Türklerin cebinden elinizi çekin!

    Anadilimiz Türkçemize, cebimize ve onlarca sorunla boğuşarak yetişen gençliğimize bir de siz sorun olmayın. Çünkü, herşeyinizle çok kötü birer örneksiniz.
    Ayrıca bu işin vebali de ağır... Almayın vatandaşın ahını, çıkar aheste ahaste. Ha, sizden çıkmasa da çocuklarınızdan, torunlarınızdan mutlaka çıkar. Benden söylemesi!


    başka eklenecek kaldı mı diye düşündüm, yeterli buldum ; sızlanmayı da sevmiyor Avrupa'lı Türkler...

    halk anlamıyor, iki laf söyler yaparım ne yapılacaksa, korkmayın yatırım yapın siz diyenler varsa, onlaradır bu sözüm, ülkede dilimi konuşamıyorum diyenlere Türkçe bir cümle kur bakalım diye sorulsun istiyorum, ardına düşüp seğirtenlerin aynı dozajda olanlarınadır bu sözüm...

    yüreğinize sağlık, konuşulması, tartışılması, duyurulması sadece gazete değil, kitap değil, şiir sayfasında bir merhaba sohbetini haber ile zenginleştirmek kültürün asilliğidir... bir müzik dinlemek, şak şak yobazlığıyla sırtarma şansı buldukça elini cebine atıp, para kesesini açan bir toplum yaratma marifetini dinlemiştim, gözlerimde resmen canlandı, ürperdim...

    bu tv şovlarına bir kere dahi rastlarsam eğer, siliyorum programdan... olağanca güzel bir seçim rahatlığı sağladı bana... sayfalarca aramıyorum, neredeydi habettürk, haber 7, kanal a, avrasya int diye... phönix de almanya'da bir rahatlık sağlıyor haber ve belgesel kültürünü huzur ile tatmaya...

    yüreğinize sağlık... muhabettle kalın...

    sevgim, saygımla

    Cevap Yaz
  • Türkiye Cumhuriyeti Yukselakcum
    Türkiye Cumhuriyeti Yukselakcum 18.12.2007 - 16:45

    Eeeeeee ne diyelim bilmem ki Aziz Nesin ne demiş Bu Türk Milletinin % 99 salak demiş yani doğru ya doğru ben bu %1 içinde olmak için çabalıyom ama nafile gibi televizyon izlemiyorum ben DURULUR İSTER İNANIN İSTER İNANMAYIN....

    Cevap Yaz
  • Esin Atik
    Esin Atik 14.12.2007 - 14:24

    Değerli Şairim...yazdıklarınıza katılmamak mümkün değil...ben kendi adıma ASLA!!!! bu tarz programları ne gece ne de gündüz izlemiyorum..ve çevremdekilere de izlememelerini öneriyorum..beyni uyuşturmak ve düşünmemizi engellemek için bu tarz programların yapıldığını ve özellikle bazı güçler tarafından yaptırıldığını biliyoruz...
    lütfen aklımıza ,,kimliğimize sahip çıkalım...çünkü toplum gitgide dahaçok dejenere olma yolunda büyük adımlarla ilerliyor..ne mutlu bize ki sizler gibi duyarlı ve aklı selim şair ve gazeteci,...değerlerimize dikkat çeken,sahip çıkan insanlarımız var...yazılarınızın devamını bekliyoruz..

    Cevap Yaz
  • Tülin Şen Altınlı
    Tülin Şen Altınlı 10.12.2007 - 16:55

    Aslında bütün bu gerçeklerin temelinde şu var: Kendine saygısı olmayanın, kimseye saygısı olmaz. Bunu sadece birey bazında düşünmeyin. Kurumlar da bireylerden çok farklı değil; çünkü kurumları oluşturan da insanlar. Dolayısıyla; 'Lütfen biraz yaaardım edin M. Ali Beeeeeeyyy' cümlesinde, çift taraflı (yalvartan kadar, yalvaran için de) bir 'kendine saygısızlık' sözkonusu. Düşünsenize; 'Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek', 'Kol kırılır yen içinde kalır' gibi deyimlerimiz de var bizim. Neden? Çünkü; yapımız buydu birzamanlar. Kan kusardık, 'Kızılcık şerbeti içtim' derdik, kolumuz kırılsa da yen içinde saklardık. Sonra ne olduysa oldu; bir fukaralık edebiyatıdır başladı. Eskiden 'yok' demeyi onursuzluk sayardı insanlarımız; şimdi televizyon programlarında bir promosyon ürünüyle yetinmiyor ve 'Ay şunum da yok; ondan da verin noooluuur' diye yalvarmak 'akıllılık - uyanıklık' sayılıyor. Kendi adıma; evde son derece az miktarda bulunan bir yiyecek için 'bitti, alalım' dediğimizde bize kızan ve 'Birşey çok az da kalmış olsa, yok demeyeceksiniz; işte o zaman yokolur ve bir daha bulamazsınız' diyen bir ailenin içinde büyüdüm. O terbiyeyle de şimdi kendi evliliğimde asla 'yok' demiyorum. Dolayısıyla; asla 'Azıcık yaaardım edin M. Ali Beeeeeeey, noooluuuuuuuur' diyenlerden olmadım; bunu zul sayarım. Çünkü kendime saygım var...
    Kendimize ayna tutmamızı da sağlayan bu güzel paylaşımınız için, bütün kalbimle teşekkür ederim...

    Cevap Yaz
  • Meral Yağcıoğlu
    Meral Yağcıoğlu 10.12.2007 - 16:45

    Ne yazık ki kandırılıyoruz. Hadi bizlerden geçti çocuklarımız için birşeyler yapma zamanı geldi haklısınız.
    saygılar

    Cevap Yaz
  • Leyla Ünerler
    Leyla Ünerler 10.12.2007 - 02:20

    Gençlere nasılda zaman kaybettiriliyor, zaman ve daha neler, çok iş düşüyor hepimize, sizlerde bizim sesimiz oluyorsunuz, teşekkürler..

    Cevap Yaz
  • Star Turk
    Star Turk 09.12.2007 - 22:55

    Duyarlı insanların sesi oldunuz çok teşekkürler.Çünkü sadece yapılan yayınları izlememekle aldığımız tavırlar yetereli olmuyor.

    Cevap Yaz
  • Gönül Ersin
    Gönül Ersin 09.12.2007 - 22:45

    Köşeyi kolay dönmece diye çağ atlatırken,çığ altında bırakanların suçu değil mi bu sizce?
    Hani bize hep öğretilen şey değilmiydi beş cent almayacağın yere üç cent verme diye?Çocuklarımız değil, bizler büyütüldük maalesef bu söylemlerle...
    Atamızın ölümünden sonra gelip te, halk için bir reform(yenilik) yapan iktidar olmuş mu?
    Onların (büyüklerimizin) bize 'Reform' diye yutturdukları acı hapın tesiri yabancı devletlerin uşakları olmak olarak kendini gösterdi.
    Şimdi dövünmenin hiç anlamı yok.
    Öylesi uyutulduktan sonra dumura uğramış zekâmızla hâlâ 'Türk Zekîdir' diyebilrmiyiz?
    Bu söylemlerin hpsi askıda, tozlu raflarda kaldı maalesef.
    Her konuda olduğu gibi, okumada da özürlü olduğumuz için, herşeyin hazırına ve kolayına kaçmayı bilenler olarak bu günlerimizin dah da beterine lâyığız biz.!
    Hovarda miras yediler gibi, ceddimizin kanı ile kazanılmışlarımızı bile harcadık.
    Koruma ve geliştirme duyulrımız dumur olduğundan kadir/kıymet bilmedik biz.
    Her şeyimiz stılık hâle getirenleri alkışlarken ellerimizin,avuçlerımızın patlaması değil, alkışamayanların durumu acıttı yaraladı çoğumuzu.
    Kendimzi sen/ben olarak böldük.
    Paranın nereden geldiğini bilmeden aman benim olsun dedik.
    Harcammız için kurulan tuzaklara aldırmadık bile...
    Bu içeride olduğu kadar dışarıda da yaşayanlarımızı vurdu işte.
    Hesap sorulduğunda azarlanan vatandaş içeride,
    Büyükelçi ise dışarıda cümle alemin(dünya Tv.larının)gözü önünde yapıldı.
    Sonuç ne oldu peki?
    Hiç!
    Koskoca bir hiç hemde....
    En kolay ve bedava olan UMUT ise 'fakirin aşı' olmaktn öteye gidemediğinden,çok kolay kullanılır oldu.
    Peki bunun suçlusu kullananlar mı oluyor?
    Hayır elbette.
    Kullandıranlar biz değilmiyiz?
    Yani çok güzel ifade ile 'Salaklar' toplumu!
    Rahmetli Aziz Nesin 'Bu milletin %60 salak' dediğinde ayağa kalkanlar kimlerdi?
    Meğer az bile söylemiş değil mi?
    Boş hayaller, anlamsız ve geleceksiz umutlar peşinde koşanlar olarak, yaşadıklarımız az bile!
    Düşünmeyi bilmeyen, yarını için plan yapabilirmi hiç?
    Okuma engelliler,para ile diploma alırken bile ne olduğunu ,nerede işlerine yarayacağını bilmeden, özel okulları zengin edip,denkliği olndığını öğrendiklerinde b...k gibi kalırlar ortada böyle.
    Sonr 'benim üniv. diplomam var ama amelelik yapıyorum' diye yakınırlar.
    Burada kim suçlu?
    Bizlere bu boş hayalleri öğütleyenlerin hiç mi suçu yok????
    Hırsız/ Polis olayı yani.....
    Evet hakim bey?
    Sistemimi bu şekilde kurulmuş ve böyle gelip böyle gider hale getirilmiş. Hemde azami süratte...
    Devletin bakanı çıkıp, şans oyunları kartlarına ülkemiz haritasında kazınan yerleri bastırırsa, memurunun tazminatını şans oyunu biletleri şeklinde vereceğini söylerse, herşeyimizi özelleştirip,bunun bizim yararımıza olduğunu açıklarsa ve biz bunun karşısında sussarsak ne olsun daha ya????
    Bize kim inanır? Biz ana/babalarımıza inanmadık ki çocuklarımız bize inansınlar.
    Genç neslimizin elde tutulur olanlarını hiç olmazsa kurtarmalıyız.
    Yazık olacak bizlere çok yazık olacak!!!!!
    Bunun vebalini ve utancını tarih yazacak inanın.
    TARİH YAZACAK!!!!

    ***kiraz çiçeği****

    Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Saadet Ün
    Saadet Ün 09.12.2007 - 19:20

    Ya çıkarsa! ' mantığının da devreye girmesi bir başka etken.
    Bütün mesele işte bu.... YA ÇIKARSA...

    İnsanların umudunu YA ÇIKARSA ya bağlamak...
    Düzen böyle gidiyor... şans oyunları da böyle değil mi...
    Sizin de dediğiniz gibi 'Umut Tacirleri'... hep var oldular ve olacaklar...
    Keşke ayılabilsek... umutları 'ya çıkarsa' ya bağlamazsak...

    Saygılarımla

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta