Yaptıklarımız ve yapacaklarımız belliydi:
Aynı şarkıyı söylemek, aynı bakkaldan ekmek almak, aynı topun peşinden koşturmak ve okul zamanı aynı sıralarda yan yana oturmak.
Ha bir de; yüzü asık, göbeği sarkık, eli sopalı Mehmet amcanın bahçesinden pembe güller çalmak.
Kin, nefret, korku nedir bilmezdik. Gök gürültüsünden ve karanlıktan korkmaktan başka derdimiz yoktu.
Sabahın ilk ışıklarıyla her sokaktan sesleri birbirine benzer ıslıklarıyla, yüzleri birbirine benzer çocuklardık. Biz sadece isimlerimizi bilirdik, cisimlerimizden habersiz.
Sevdanın ateşi eğer
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Devamını Oku
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını