Birol Akbaba Şiirleri - Şair Birol Akbaba

sen yoksun sıcağını arıyorum
sesin yankılanıyor odam da
kokun sinmiş
dokunduğun eşyalara, masa ya
ellerinin izi var çaldığın plakta
sen yoksun sıcağını arıyorum

uykuyu yollayıp
gecenin karanlığına
gönül aydınlığında
yüzünle yüzleşmek için
esir olmadan
yanlızlığın sinsi tuzağına

hangi ağacın dalıyım ben
hangi kuş yuvasını bende kurar
dökülüyor yapraklarım
bu yağmurlar yetmiyor
güneş kurutacak
senden kalan son nefesimi de

gittim kocaman bir kayanın yanına
eğildim sevdiğimi söyledim çatladı
kuru bir ağacın altına oturdum
sevdiğimi söyledim
yeşil oldu, çiçek oldu

Şimdi yoksun mevsim sonbahar,alışırım diyorum
Sonbahar ayrılık anlatır kimi zaman, öylemi?
Nasıl da yapraklar bir bir düşüyor dallardan
Göç zamanı kuşlar ayrılıyor ormandan
Yakında yağmurlar başlar
Başlar sevişmeleri bulutların

Rüyasın güneşten önce gelen müjdeli
Yıldızları uğurlayan kızıl ufuk çizgisi
Gölgen vurmuş denizin sularına parlıyor
Yakamozların dansında sen gizemli peri
Aşarsın dağları ovaları, engin denizleri
Başakları yeşerten bereketli seher yeli

gri bulutlar sarmış göğü
neredesin selvi
bir tutam yıldızdın önceleri
toprağın üstünde
yorgun yapraklar gibisin
gri bulutlar sarmış göğü

ben senin hiç birşeyinim
hatırlatacak doğum günü hediyem bile yok
ben senin hiç birşeyinim
mum ışığı gibisin
aydınlatsan da çevreni
bana ışığın yok

sessiz usul usul gel şiiişt!
ceylan gibi ölçülü, dikkatli olmalısın
av olmak istemiyorsan hayata
sakin, dikkatli ve hazır durmalısın
adımlarını sayma istersen
planda yapma geleceğe dair belirsiz

dediler sevgiyle yandı tutuştu
ömrünce sevgiyle söyledi konuştu
görünce aşıkını deloldu karıştı
ney söyledi nefes oldu yatıştı
çalsın kudüm vursun davul dengine
deli gönül düştü ıssız engine