Uyudum
İnsanlar gördüm
Boşlukta uçan
Boşlukla hesaplaşan
Boşlukla inatlaşan
Sen gittin...
Yaşamak zorunda kalan benim.
Sen topraklara gömüldün,
Ben anılara...
Yatıyorsun öyle boylu boyunca,
Ayakta durmak zorunda olan benim.
Onca yıl bana bir kez olsun kaşlarını çatmadın,
Senden yana incitici en ufak bir söz duymadım.
Sonuçta bir insandım,hiç mi hata yapmadım?
Melekmişsin sevgilim,ancak bugün anladım.
Senden ne köy olur ne kasaba be ahbap!
Daha çok yolun var olmak için bir baltaya sap…
Bu kafayla uymaz elbet çarşıya evdeki hesap,
İnsan olana yakışır çuvaldan biçilse esvap.
Bahçede,balkonda,kaldırımda yaşayan,
Bazen bir cam kenarından dışarı bakan.
Kimi nasıl albenili,zarif bir orkideyle yarışan,
Kimi yağ tenekesinden,yoğurt kovasından.
Ama her biri sinesinde farklı güzellikler taşıyan…
Saksıda yaşayabilirdi belki bahçeden koparılan,
Neye direniyorsun?
Neye direniyorum?
Sormadan gelir,sormadan gider.
İster yüceltir,isterse ezer.
Eğer bizden güçlüyse,
O karşı koyduğumuz...
Ben en çok,
Mephisto’daki ilk günümüzde,
Aradığım kitabı benden önce görüp,
İlk sayfaya fark ettirmeden kimseye,
“Sen benim kaderimsin”
Yazanı sevdim.
Geçenlerde dalgın dalgın giderken,
Boylu boslu bir duvar çıktı karşıma.
Ömrümün son demleri nedense duvarlara aşina…
Anlattım,başıyla onayladı sessizce dinlerken,
Şaşırdım,duvardan duvarlık beklerken.
Çekinmeyin,siz de dökün derdinizi duvarlara,
Bu gece yarısı da,
İçimde bir çığlıkla uyandım.
Sallandığımı gördüm,
Kırık dökük bir aynada.
Çok uzaklarda,
Bir ağacın kökünden sökülüşünü duydum.
Yüzüne bakınca anlamazsın özünü,
İyi niyet tarlana sinsice koyar közünü.
Ardından emeklerin döver dizini,
Silmek için uğraşırsın nankör izini.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!