Diyalektiğin zuhur ettiği bir zamanda,
Gül deseni gibiydim herhangi kırmızı kazakta.
Cereyan yapan koridorlarda kalmıştım.
Ürperen, sızlayan tüy yuvası ve diş kovuğunda.
Sokaklar allı pullu, ışıklar mızrak olduğunda,
Bebekler ağlamaya zemin aradığında,
Hayallerim helyum balonunun ucuna bağlandığında,
Dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı:
Devamını Oku
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı: