Alı solmuş dudaklarıma akan gözyaşlarım, senin kadar ıslatmıyor. Şimdiler de her gün Mayıs’ın 17 si, her gün Pazar… Yağmular Mayıs, Mayıslar yağmurlu Bulutlar… Ben Mayıs da BULUT’a aşık kızıl sonbahar…
Ey sevgili!
’’Yola düştüm sana geliyorum, kurtarma beni’’ demiştin… Kim kurtardı da seni, gözlerim aylardır nöbet tutuyor ayakta?
Adın dilimde nakaratı eksik, yarım kalmış türkü makamında... Tekrarlanmayacak sarılmalarının dargınlığında. Saçlarım, ellerim, dudaklarım…Gözlerinle nazara gelmiş gözlerim medet umuyor kar etmeyecek dualarda! ...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta