BİR YALNIZLIK MASALI
Ali Haydar TUĞ
Mor sümbüller konar, katran gecelere seninle hep bilirim
Senin yokluğunda sırdaş olur, ifrit duygular hep bilirim
Serzenişlerin duyulur belki, kim bilir; kaç gece düşlerimde
Bir sen bilirsin yalnızlığı, birde ben kendi gurbetimi yalnızca
Kambur düşlerin sağanağında düğümlenir hasretin her gece
Aşkın sofralarında şerbet yerine, zehir içtim seninle her gece
Kurda, kuşa yoldaş oldum, yalnızlığın ormanında her gece
Bir sen bilirsin bu yalnızlığı, bir de ben kendi gurbetimde yalnızca
Kefen giyer gibi bürünmektir, o hasreti sevgiliye bilirim
Zor zamanda koşuma girmektir, belki de en çorak düşlerimde
O bakışlar ki zemheride ıslak saçlarının uçuşu gibi yıldızlara
Bir sen bilirsin bu yalnızlığı, bir de ben kendi gurbetimde yalnızca
Demir parmaklıklar kapanır, loş, kasvetli günlerin bitiminde
Farelerle küf kokulu hücrelerin, kasveti karşılar beni öteden
O buğulu gözlerinden ruhuma akar gibi geceler kalır geriye
Bir sen bilirsin bu yalnızlığı, bir de ben kendi gurbetimde yalnızca
Sözcükler düğümlenir, boğazımda susmak neye yarar haykırmak neye
Soluk alışım gibidir o hasretin, olmadan yaşayamam bilirsin
Hücrelerde kasvet dökülür, hatıralarından bitimsiz zamana
Bir sen bilirsin bu yalnızlığı, bir de ben kendi gurbetimde yalnızca
Son sözlerimden alındın bilirim belki zamansız belki de erken
Çağırmak neye yarar senin olmadığın yarınlarda baharı
Yalnızlıktır bunun adı sahibi olmaz, kanayan yara gibi
Bir sen bilirsin bu yalnızlığı, bir de ben kendi gurbetimde yalnızca
Haydi, kalk gidelim al eline tuğunu, yalnızlık bizi bekler
Serseri düşlerin sağanağındayım sağ yanıma hasret düşer
Sol yanıma kasvetli gecelerden geriye kalan yalnızlık ve hüzün
Bir sen bilirsin bu yalnızlığı, bir de ben kendi gurbetimde yalnızca
Kayıt Tarihi : 5.3.2006 15:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)