Perdesiz pencerenin önünde durup, "dile kolay, tam otuz altı sene" diye mırıldandı kendi kendine. Tam otuz altı sene.. Neredeyse her kaldırım taşına dair bir anısı olan mahallesiyle vedalaşmanın zor olacağını biliyordu ama yine de bu kadarını ummamıştı. Uzayan külün yere dökülmesini umursamadan, derin bi nefes daha çekti sigarasından.. Bu muydu yani? Bu kadar mıydı? Aklının içinde bir ses: " Abartıyorsun kızım.. Her zamanki gibi olayları dramatize edip, abartıyorsun" dese de; bu çocukça mızmızlanmanın önüne geçemiyordu
işte..
gözlerimin kandillerini söndürdüm
ağır ağır..
çünkü
ışığa ihtiyacı yok
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta