sonunda yetiştim
aranıza mor menekşeler getirdim
theseus'un gemisi'nden ödünç almıştım tohumlarını
köpeklerini üzerime salmadan önce kerberos
saye, üdeba, şâpkalı katip
mandalinalar ve benim yalım yarim
tanrı on üçü sevmez
saçmalarım, saçmalamalarım bitmez
bilir herkes bunu
tanrı on üçü sevmez
canım sıkılırsa günümü leylak rengine boyarım
şiirlerimi çimlere uzanmış göçmenlerden saklarım
saklanırım biraz da belki kimseler göremez
ben gözlerimi on yedi yaşında bir oğlan çocuğu gibi açıp kaparım
ve düşlerim
düşlediğim her yara hızla kanar içimde
tuba ağacı altın renginde
değil,
bu sevda benim sevdam
değil
doğduğu günmüş günlerden
takvimlerden koca bir yıl silerim
sayeler düşer önüme, bir kaçı peşimdeler durmadan
ve durmadan döndürür başımı içimdeki yel değirmeni
önceki senedendir gıcırdıyor pervanesi
akşama çalınca da çanaklar tabaklar
devriliverirdi tüm rakılar
ahşap rengi bıçak ve bir hüma kuşuyla geldiydiler
ben yetişemedim
(biraz fazla kalabalıktılar)
titredi tinim, üstüm başım dağınıkken terledim
zaten onlar ne zaman gelseler
ben
sonsuz gayya kuyusuna düşerim
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 20:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!