-Türküler Ve Alaz İçin-
Güzelim,sevdiğim,çocuğum,gülüm
Bir şehit kızısın sen.
Acılı, buruk bir türkü gibisin
Bu acımasız günlerin içinden
Ne hüzünler kurtarır seni
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Devamını Oku
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Üç beş çapulcu
…
Siz ki;
Ananı al da git…
Siz ki;
Gavur oğlu gavur…
Siz ki;
Bu sizin kaderiniz…
Siz ki;
Kimlikçi...
Siz ki;
Kelle…
…
Evet
……evet
………...daha daha niceleri,
Biz ki,
…………..bu vatan için hepsiyiz…
.
Peki ya,
……….üç beş çapulcu
……………………...siz kimsiniz?
Selam Ahmet bey, önemli duyurunuza cevaben; ki niyetim size muhalefet etmek değil; bi kere yetkin insanlar gibi yorum, yazın ya da yazmayın deseniz bile, cümlenin inciten bir yanı olacaktır...Kaldı ki 'yazmayın demek te baskı gibi oluyor. Sizi tanıdığım kadar geleneklerine bağlı soyadını onurla taşıyan bir kişisiniz. Burada bizleri çocuk gibi görmeye yoksa siz mi meyillisiniz? Sizin söyleminiz şu olmalı idi; haddini aşan şiirle ilgisi olmayan görüş ve yorumları sileceğim. Değerli yorumcular demeniz daha edebi olur sanırım. Size usül yöntem öğretecek değilim. Hababam sınıfının da en haylaz öğrencisi olmaya da hevesli değilim.Size karşı da sür-çi lisan oluyorsa maksadım sizi kırmak değil, sanırım herbirimizi az çok tanıyorsunuz. Siz bu sayfayı yönetmekle yetkil kişisiniz. Akıl yaşta değil baştadır ama, gelenek göreneklerimizde bizler sözün gittiği yere hassasiyetle dokunuruz. Sadece sileceğim demeniz kafi. Sağlıcakla kalın.
Şiir hakkında bir görüş bildirmesem de, sadece içi acı olu sade bir şiir diyebilirim. Vasat dersem haksızlık etmiş olurum manası derin, lakin; konusu tartışmalı.
Bir çoğumuz zaman zaman gayeden uzaklaşıyor, konuyu başka bağlamlarda derinleştiriyoruz. Şimdi; yüce peygamber beş türlü şehit olma vakasından söz etmiş. O zamanın din adamları düşünürleri, ve bizzat o günlerin tanıkları yaşayanları olarak kendilerinin bizzat duyduğu veya rivayet edilenleri, gördükleri hadiseleri kendi kavrayışları nisbtinde ki sanırım bunun adıdır hadis; gerek yazarak, yazı diliyle; gerekse hikaye ederek kaç bin yıl sonrasına ulaşmasına vesile olmuşlardır. Evet burada esas olan şiirin şiirselliğini irdelemektir, bunu hepimiz biliyoruz ama, konu konuyu açıyor.
Eğer kimse kimsenin inancına karışmıyor,aşağılayıp hakaret etmiyorsa; senin bildiklerin kesinlikle yanlış demiyor da adabı ile söylüyorsa orada durup düşünmeliyiz. Karşıt fikirdeki kişi de, benim de görüşüm böyle diyebiliyorsa sanırım bunda beis olmamalı.
Eceliyle ölmeyen kişilerin hepsine şehit diyebilirmiyiz? Çünkü gadre uğramışlardır; sadece öğrenmek için fikrimi belirtiyorum...Bana göre insan sürekli tekâmül etme aşamasındadır. Eğer, evren mi, düşünce mi derin diye bir soru sorarsak; buna ne cevap verebiliriz. Aklım mantığıma soruyor; eğer şehitlik senin öğrendiklerine göre ise, kader kavramı ne anlama geliyor?Tabi ki yetkili ağızlardan günümüze kadar gelen hadislere inanıyorum, ama hepsine değil. Durum böyle iken ben aklımı kullanıp hiç düşünmeyeyim mi? Görüşlerim çoğu kişiye ters gelebilir, lakin vur abalıya durumu olmasın değil mi? Benim kafam mı karıştı,ki her derin düşündüğümde karışıyor. Karışması da normal. Sanırım en sağıklıklısı bu konuların derinine inip fazla kurcalamamak.Şahsımı muhatap alıp bilgiçlik taslyacakları kal/e almayacağım.Sınırı aşmadıkça sohbet ve fikir teatisinden kazançlı çıkabileceğimizi düşünüyorum. En sağlıklı en hakiki rehberimiz kur/an, amenna.
merhaba :üstad cocuklar üzgün her babalar gününde zalim bir kurşun baba,yı ayıran sevdiği biricik evladından güzelim sevdiğim çocuğum gülüm belki birdaha diyemiyecek evladına baba saygılar üstad yüreğinizden sevği hiç eksik olmasın
eyy
ölümü süsleyip
göğsüme gül diye takan
Sevgili
canımı satıyorum sana
cennet bedeline
eyy
kanımı hep ıslak bir akışkanlıkta tutan
Sevgili
ruhumu katıyorum sana
göğsüme gülden ölüm takarak
@..
Yıllar geçecek,alışacaksın
Bir ince sızı kalacak ondan,
Senin gözlerin gibi ışıltılı
Çiçekler fışkıracak babanın mezarından
Oldukça güzel bir şiir diğer şiirleri gibi.
Özellikle bazı yorumlarda gördüğüm ,herşeyi dine bağlama, dine göre yorumlamak hele hele insanları inançlarına göre değerlendirme mantığını hiç anlamıyorum. Bu çağda bu kadar bağnazlık fazla değilmi. Size ne kardeşim kimin neye nasıl inandığı.İmanın ve paranın kimde olduğunu bir tek yaratan bilir .Herkesin inancı kendine .
Sevgili Osman Bey'in açıklamasına teşekkürler.
Gününe uygun bir Ataol Behramoğlu şiiridir.
namık cem
Ben Mi? Evet...
ben mi? evet...
bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoşgeldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
tam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek, karınca yuvaları, gökyüzü, kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmek denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan, ölen ve yaşayan şeyleri...
doğumu, ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan herşeyi anlatmak...
ben mi?evet. çıkıp gideceğim bir gün...
tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve birşey beklemeden
ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...
(1975)
Ataol Behramoğlu
Şiir ; fena değil ama , niyeti bozuk ...
Din için , Vatan için ölmeyene , yazık ...
İslamda, şehit olmanın pek çok şekli var ;
Bu şâirin gösterdiği , tam bir aymazlık ...
Halkının yiğit oğlu , aslâ etmesin tasa ;
Kimse öldürmez onu , azıp kudurmasa ...
Kızıl beyin , bu Vatan'a tersten bakıyor ;
Böylesine sinsilere, kaldı piyasa ...
Bu şiir ile ilgili 37 tane yorum bulunmakta