Bir Şafak Vakti
Üzerinde ''kara gözlün'' ismini görünce, zarfı yırtarcasına açtı. Okumaya başladığı mektubu, her kelimesine bir can adar gibi defalarca bastı bağrına. Kolay mıydı ki... yüreğine saplanmış hasret denen o hançerin sızısına bir teselliydi bu mektup. Bir can değil, bin can adarcasına sarılmaz mıydı insan.
Bitmesini hiç istemediği mektubun son cümlesini okuduğunda, birden bire donup kaldı. Sonra kendisini biraz toparlayıp bir kez daha, bir kez daha okudu bu son cümleyi. Artık üst üste sevinç çığlıkları atıyor, elindeki mektubu ikide bir sıkı sıkıya bağrına basıyor, gayrı ihtiyari öptükçe de öpüyordu. Bir yandan da şarkılar mırıldanıp, hiç bilmediği, şimdiye dek hiç yapmadığı danslarla odanın ortasında coştukça coşuyordu.
Nasıl böyle sevinmesindi ki! Yıllardır görmediği, hatta bir haberini bile alamadığı kara gözlüsü hem mektup göndermiş hem de ''bir şafak vaktinde'' çıkıp geleceğini yazıyordu.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta