'Bir, iki, üç..'' Şiiri - Kürşat Çek

Kürşat Çek
62

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

'Bir, iki, üç..''

Dört,
üç
iki
bir..
Numaramdır kırmızı renk.
Nedendir bilmem hastasıyım, çok severim.
Kırmızıyı sevmem için elbette nedenler oldu.
Kırmızı kanın rengiydi, ya da kanın rengi kırmızıydı.
Kanın vücudumdaki önemini anladımığımda daha çok sevdim kırmızıyı.
Kırmızı bir ton, hafif kırmızılık geldi suratıma.
Sana bağlanma sebebim kırmızıydı, damarlarımın içinde dolaşan kanın renginden.
Yani damarlarım birbirine bağlı ben ise sana.
Çok iyi inceledim seni gözlerim sana odaklanmış, kırmızı ojelerin dikkatimi çekmişti ilk.
Oje bir ele bu kadar çok yakışır mıydı diye düşündüm, ona çok yakışmıştı..
Üstünde kırmızı bir kazak vardı yüzüne öyle güzel gitmişti ki, zaten yanakları elma şekeri gibi kıpkırmızı.
Dudaklarında kırmızı ruj, ağzından çıkan her kelime kan misali damarlarıma tesir ediyor. Enjeksiyon gibi sivri bir dili, kelime lügatı gayet yerinde.
Harfler gurur duyarak çıkıyor, Türkçe ilk defa böyle düzgün konuşulduğu için mutluluk duyuyordu.
Allah al bunu sev, der gibi karşıma çıkardı onu.
Çay içtik beraber tavşan kanı bir çay,
Üstelik mekanın adı da ''kırmızı''
Her şey alnımda yazıldığı gibi planlı bir şekilde oynanıyor.
Kaderimi değiştirme hakkım yok,
Bir yabancı hakkım var,
Onu da aldım hayatıma..
Çıkarasım yok, çıkası yok..

Dört,
üç,
İki..
De bir kendime söylerdim, sonra da sana uzun saçlarını çok sevdiğimi.
Ama çok uzunundan, böyle beline kadar geliyor.
''Ömrüm gibi upuzun'' diyorumdum hani,
Kestirme diyorum,
Yollar biter..
Yıllar biter..
Sana kavuşurum o saçlarınla..
Saçının rengi o kadar güzel ki, en sevdiğim renk kırmızı,
O saça kırmızıyı yakıştıramıyorum.
Kırmızıyı yakıştıramadığım tek yer belki de.
Niye bilmiyorum, senden çok saçlarını seviyorum.
Her düşüncemin içinde saçların,
gözlerimi kapattığında uzun rüyalarımın sebebi saçların.
Şiirlerime konu olarak tek aldığım şey saçların..
Saçlarına iyi bak, elimi korkarak değdiğim tek yer..
Kimse saçlarını benim kadar çok sevemez,
çok seven olur,
ama çok sevemez..

Dört,
üç
Vücudunun dörtte üçü su,
Gözyaşının neden bu kadar çok olduğunu biliyorsun yani.
Ağlamak,
Sadece suratı büzüştürüp gözden yaş düşmesi değildir.
Hele ki sen ağladığında içinde oluşan o duygunun aynısı bana da oluyorsa.
Ağlayamazsın sen,
Benim için,
Anlayamadın, ağlayamadın.
Ağlattın..
Yani erkekler ağlamaz diyenleri haksız çıkardık, iyi tarafında bakarsak.
Kötü tarafından bakarsak, erkekler ağlamaz diye büyüttüler beni,
Kendimden şüphe ettim..
Şüpheliyim, sen ise şüpheli paket. Herkesin gözü üzerinde.
Benim gözüm yaş içerisinde..
Bir şiir yazdım dün akşam sana, ağlaya ağlaya..
Pilot kalemle yazmıştım, ıslandı dağıldı mürekkep.
Benim gibi..
Bir daha yazayım dedim, o kadar cesaretim yoktu.
Şiir yazmaya korkar oldum artık, okuduğunda üzülürsün diye..

Dört,
dörtlük hayatım vardı aslında bir zamanlar seninleyken.
Unutmadan bir şey söylemek istiyorum.
Hala beni seviyorsun,
Unutmadan beni söyleyeyim istedim.
''Ömrüm'' diyen bir insan başkadır, ömrünü o kişiye adamıştır..
Hadi gel dört mevsimi beraber yaşayalım.
İlkbaharımız Eylül olsun..

Kürşat Çek
Kayıt Tarihi : 1.3.2013 00:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kürşat Çek