bir gün gelir, başka gözlerden bakarım.
başka ellerle dokunurum toprağa.
hissederim sıcacık sevdiklerimi,
hissederim tüm kaybettiklerimi.
neden büzdün dudaklarını öyle
sanki hiç dönmeyeceğim!
de...
dönemeyeceğim galiba, yani öyle görünüyor.
kim laf edebilir ki zamanın bu bencil huyuna?
istediğini alıyor istediğini bırakıyor meret.
öyle işte, ne yapacaksın güzelim.
derin bir oh çekecek, kahvenden bir yudum alacaksın
bir bakmışsın aylar olmuş. hayret edeceksin.
merak etme, bir gün gelir
ben de hayret ederim seninle
bambaşka dudakların yabancı çizgileriyle
şöyle bir tebessüm ederim, belki gamzelerim olmaz,
belki saçlarım kısa, boyum uzun; kulaklarım kepçe olur.
ama kalbim benimdir. şüphen olmasın.
yine yerli yersiz konuşurum bunaltırım seni
yine kavga ederiz sonra özleriz birbirimizi...
insan olmak ne acayip bir duygu.
ruhtan bahsetmiyorum beden diyorum BEDEN
iki elim iki ayağım var yürüyorum, salıncakta sallanıyorum
bazen çiçekler koparıyorum, ne kadar istemesem de.
yanımda olsunlar istiyorum.. ölseler bile.
belki, uyanırım bambaşka ayakların üstünde
bambaşka yollarda yürürken
ama yine bencil ve doyumsuz bir çocuk olur kalbim, vazgeçemez çünki
bu hayat herşeyini alır senden, canını alır ama inceliklerini alamaz!
siyahlarını, beyazlarını; renklerini... alamaz.
incelikler toprağa karışmaz. güzelim,
vakit dolarsa gideriz.
ama bu evrenin tozlu komodinlerinde, el işlemesi dantellerin üzerinde ebediyyen dururuz.
gelen geçen izler, seyreder ama göremez.
çünkü görmek için YAŞAMAK lazım.
belki, başka bir dünyada
aynı hayatı tekrar yaşarız.
yolumuz farklı, izlerimiz daha derin.
ama son durağımız hep aynı olur.
Kayıt Tarihi : 16.5.2025 19:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!