Bir yokluğun ortasındayım
Her yer karanlık
Boşluk ürkütüyorken içimi
Dökülüveriyor gözyaşlarım
Uçsuz bucaksız yalnızlığım
Bir ses bekliyor kulaklarım
Bir el bekliyorum uzanacak
Bir ışık bekliyor yüreğim
Gönlünden gönlüme akacak
Beni alıp bu hiçliğin ortasından
Asırlardır kaybolup savrulan ruhumu kurtaracak
Derken ansızın bir Eylül akşamı
Rüzgarda savrulan perçemlerin altından
Mahçup bir gülümsemeyle selam veriyor biri
Zamanı durduruyor bir an
Gözlerime değdiğinde gözleri
Derin bir ışık hüzmesi, bir nur yüzünde
Nefesim kesiliyor o an
Bakmalara doyulmayacak bir güzellikte
Bir anda ruhum bedenimle birlikte
Diz çöküyor önünde
Sorgusuz sualsiz açılıyor tüm kapıları kalbimin
İşte O diyor, O, yıllardır beklediğin
Bir girdabın içinde boğulurken ruhum
Benliğimi yitirirken sessizce
Tutuveriyorum bana uzattığı ellerini
Nasıl da hassas, nasıl da ince
Nasıl da duygulu, kırılgan, naif
Bir o kadarda cesur, çılgın, gözükara, sevince...
Düşlerimin verasında parlıyor ışık gibi
Karanlığın içinden doğan umut gibi
Bedenim yanarken bedenine her dokunduğumda
Ruhum tarifsiz huzur bulup süküna erer ruhunda
Bitmesin günler, geceler, saatler, dakikalar
Sonsuz olsun her anım onunla
Kayıt Tarihi : 16.9.2025 12:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!