geceler
bir eski zaman gemisidir
yol verelim
geçsin dediğimiz geceler
göğsünü küpeşteye dayamış
dudakları körpe ve dolgun
beyaz ve gergin kalçaları
denize eğilmiş güzel kadınlara mı
benzetirdi sisli gecelerde dolunayı
küreklerin dalıp çıktığı suya
özgürlüklerinden içiren yunuslara mı
alınlarındaki damga
her zaman ve herkesçe görülsün diye
saçları kökünden kazınmış köleler
*
geceler
bir eski zaman gemisidir
bırakalım bizden de geçsin
yol verdiğimiz geceler
geceler
kim bilir kaç bin yıl var ki
gerçektirler
geceler sağlamdır
Tanrı Puam’ın çekiciyle kutsadığı
ve bütün yolculuklara dövüşmek için katıldığı
Fenike kadırgaları kadar
iman akılla sorgulanmaz
sorgulanırsa iman olmaz
benim tanıdığım bütün geceler
Puam’a inandı bu cüce Tanrıya
ama aşktı yola çıktıkları
ama savaş
geceler Fenikelidir
daha çok keşif
kara yeşil bakır filizleri
sedir ağaçları
ve insanlar arasında
fark gözetmeyen ticaret
*
geceler
yıldızlar hep orada olduğu için yol aldı
her gece
bir kadırgaydı
bütün kadırgalar
kendi kölelerini taşıdı
kölelerin saçları kazındı
özgürlüğe varması mümkün
kaçış denemelerine bir önlem olarak
onları kaybetmek istemeyen efendilerce
*
ben ne için ağlıyorum
bir parça akgürgen kabuğudur ilk mektup
ve ilk kitaptır ilk mezar taşı
dediğinde konuşmaya daldığım ölüler
Kayıt Tarihi : 2.7.2006 14:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gecelerin bir şiirde böylesi tariflenmesi beni çok etkiledi. Gecedeyiz. Tüm gecede olanlar yolculuğa çıktı. Eski zaman gemisi yol alıyor. Nereye gidiyor. Hangi limana? Limana gelindiğinde gece yeni zaman gemisi olan gündüze kavuşacak ve herkes yok olacak. Şiirin dört dizelik ilk bölümünden ötekilere geçmeden aklıma geldi bunlar.
Duygularımı, düşünçelerimi böyle hallaç pamuğu gibi atan şiirleri seviyorum. Şairinin amaçlamadıkları olsa bile. Bu şiirin ilk bölümünü okuduktan sonra ötekileri beklemeye almak istedim.
Yine uğramak keyifli olacak.
TÜM YORUMLAR (1)