Yaşama varolan yazı derin bir yazgıdır.
Allah (c.c)     kelamından 'oku'  emrine hitaben
bizi bizden okuduğumuz ve sonsuza dek 
sürecek olan, yüceler mekanında sesin susacağı, 
yüreklerin konuşacağı ana gelene dek sürer.
Allah insana kendi rahmetinden ve merhametinden
bağışlamıştır. 
Buyüzden insan insanı bağışlar.
Tüm yaradılış Allah'ta mevcut olduğundan,
 ilk ve en son hüküm sahibi yine o'nundur. O'ndadır.
O dilemedikçe kimseye onun katından bir rahmet erişmez.
O dilerse rahmetteki tek noktayı kaldırırda,
insanın yaptığı her iş zahmet olur kendisine.
O dilerse zahmetteki noktayı kaldırır yapılan  iş  hayra sebep olur.
Bir  insana  yaklaşımımız  iman ile oldukça hakkı bulur,
hakikati idrak eder insan.
İnsanın içinde doğruluk oldukça doğruyu bulur.
Her işte kalbin niyeti önemlidir.
Allah (c.c)    dilerse, ummanları,  denizleri yol yaparda,
kötülükleri yine o ummanda boğar.
Kötülüğü insan karşısındakine değil,ancak kendi nefsine yapar.
Çünkü kötülük ve şer insanın nefsinden çıktığı için daima kendini kuşatır.
Bİr yanımızda kendimizi bulduğumuz varlığımız vardır.
Kendi  varlığımızdan duydukça; 
Bir  varoluşa  varmak,  varolmak
insanın kendini  yokladığı  anlarda,
öz bir  'varlık'  vardır  öz  varoluşa  vardığı.
Ancak  bir  vakit  sonra oda yok. 
Yoklukta  asıl daima varolacak varlığımız için varız.
İnsanın kendini huzurla dinlediği yerdir  kendine vardığı  an.
Kalbin  her  hararetini yalnızca  Allah  (c.c)    bilir.
Bizi özde bilenler ise bizim bile bilmediklerimizdir bazen.
Bizi, bizden öte bilenlerden biliriz  bazen  bizi.
Bazen düşündüğümüzü duyarız. 
Bazen düşünmediğimiz anda iç görüşümüz
bir düşünce ifadesidir. 
Bazen kalbinin içinde kafestedir insan.
Bazen gönül sema ederde selamdadır gönüllerdedir insan.
Bazen  çok yakın olunan misali bakışlar görmezden gelir. 
Çünkü görür sanır göremediğini.
Oysa gönülden görenler vardır ki,
görüş açısında bulursunuz gönlünüzden gecenleri.
Bir bakışın ve görüşün ayrıntısına indiğinizde,
Bir görüşün, nice bakış açılar sunduğunu görürsünüz.
Ancak  bazen bakışınızın, hiç görüş olmaksızın iç seste 
sustuğunu duyarsınız.
Bir dua'nın  yakınlığı; O'nun bildiği,
bilenin bildiğini ve bilmeyene bildirdiği andır.
Dua, henüz  kabul  olmadan bir  ümittir ki kabul olmuş olmasın.
İşte  o  zamansızlıktır.
Kalpten  buluştuğun  an  zaman  değil,
dua'dan  ulaşılan  yakınlık  Rahman'dır.
İnsan kalpten konuştuğu an zaman anlamını yitirir.
Bizi  duyan,bizim  onu duyduğumuz bir duyuşla  duyar.
Bizi  daima  duyan,  saran  ve  kuşatandır.
Kayıt Tarihi : 21.2.2013 22:22:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dilini Kalem et, Göz yaşını Mürekkep; Bir duyan ve gören var elbet; Yeter ki istemesini bil, Dua et. Şems-i Tebrizi.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!