Ölüler bile yan yatırılırken mezara,
Sen beni yüzüstü bırakıp gittin.
Şimdi bana aşktan bahsetme.
Ben nefes neffese kalıp çırpınırken,
Duvarları yumruklarken,
Her gece yastığımı gözyaşlarımla ıslatırken
Neredeydin?
Sus.
Sus.
Sus.
Konuşma; sen aşktan ne anlarsın be?
Üç beş tatlı sözü aşk mı sandın?
Her “seviyorum” diyeni kalır mı sandın?
Sana kimse ben gibi dokunur mu sandın?
Teninde tenimin tuzu varken
Gidişin hiçbir şeyi yaralı bırakmadı.
Öldürüp gittin.
Sen beni sessizliğe mahkûm edip de gittin.
Ne oldu, ne?
Egonu yeterince kaldırdı mı ansızın çekip gidişin?
Dost meclislerinde “onu bıraktım” deyişin?
Ben kirpiklerinin sayısını bile ezbere bilirken
Mutlu musun şimdi?
Sen
Umutlarımı,
Sen
Yarınlarımı,
Sen
İnancımı öldürdün.
Sözlerin yağlı urgan oldu dilime,
Yüreğime çakıldı yokluğun.
Sen bir daha kimseye inanmama,
Sevmeme sebebimsin.
Daha bana ne yapabilirsin ki?
Sen beni yaşarken öldürdün.
Yaşarken.
Bir daha kimseye kanmayacağım.
Yalan sevgilerle olmayacağım.
Söz verdim kendime: seni unutacağım.
Vefasız bir yürekten vefa beklemişim.
Kırık ellerden merhamet,
Yaralı bir bedenden aşk…
Kirliymiş vicdanın,
Sahteymiş sözlerin.
Al yalan aşkını,
Sahte sevgini.
Git.
Kurumuş topraklarda çiçekler açmaz, adam.
Benim topraklarım sana yurt olmaz.
Artık ne suçlu arıyorum ne de bir sebep.
Suç senin,
Sebep benim.
Sen sadece git.
23.12.2025 19:13
Kayıt Tarihi : 23.12.2025 19:14:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!