Titreyen ellerle dökebilmek kışı boş sayfalara.
Her rüzgâr sesinde ürpermek ama ürperdikçe daha çok sevebilmek her şeyi korkuya kızmadan.
Bir köşeden güneşin sıcaklığıyla ısıtabilmek bu sevgi dolu gönülleri dondurucu kar altında.
Gökyüzünün maviliğini tanımak ona bu kadar yabancılaştıktan sonra.
Yazın birer dost kışın ise heybetli bakışlara sahip dağlara bakabilmek buğulu bakışların ardından ve soğuktan damlayan gözyaşlarını silmek sayfalarda.
Yapraklarından ayrılmış ağaçlarla gidermek yalnızlığı.
Bulutları anlamak yağmur yağdıktan sonra ve her nefeste özlemek hatıraları.
Ağa Camii;
Havsalam almıyordu bu hazin hali önce
Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce
Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım;
Allahımın ismini daha çok candan andım.
Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!
Devamını Oku
Havsalam almıyordu bu hazin hali önce
Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce
Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım;
Allahımın ismini daha çok candan andım.
Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!