Biz heykeline bakınca
taşın dökülen sessizliğini görmeyiz;
orada zamanın kabuğu çatlar,
ateşle damıtılmış bir akıl
küllerin genetiğinden doğrulur.
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
Devamını Oku
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi




"Sonsuzlukla"... emin misin mesutcum evet sonsuzluk derken...
ama gerçek olan bir şey söyleyeceğim, sen de bir gün öleceksin, "naçiz vücudun" toprak olacak ve, muhtemelen ardından böyle şiirler yazanın da olmayacak... evet şiirdi... tebrikler...
bizden de sana küçük bir ikram;
iki yanı körpe çınar ağaçlarıyla bezeli,
o atasız bulvarın çamur deryasına bulandığı gecede,
ve ayaklarımın yere basmadığı bir demde,
onca senelik yıkıntıdan,
ve virâneden çıkmışlığın yürek gücüyle
inerken yokuş aşağı, bildim ki;
vaktinden çok sonra gelen meşkin,
transandantal ve gizemli boyutlarını,
seyridir; aşk…,
ki neden anlamak bu kadar zor ve hayat,
bu kadar zor olmak zorunda mı,
senkronize kederlerimiz ya hû;
ah kalbimin kamburu aşk,
içimin güvesi…,
ve üvey düşlerimin
silsilesi sağlamlardan el almış efendisi,
bırak beni;
acının eşiğindeyim,
telaşla düşüyorum maviden,
oysa sen inatla,
yüzümde susan nehre atıyorsun kendini,
yalvarıyorum sana,
kemirip bitir senden kalan ne varsa,
ki her sabah aynı ezan sesi geçerken uykumdan
duasıdır kalbimin,
ya rab, al bu sevdayı benden…,
uyan mahmur yüreğim,
ve sesin kısılana dek ağla şimdi...,
ah;
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta