ilk baxışda vuruldum,
gözlerine baxanda men
başın eyib utananda
utanışına vuruldum m
..........
..........
Kayıt Tarihi : 4.6.2000 04:59:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kur'an, Allah'ın kitabıdır ve ondaki ilahi yasaları da onu kullarına indiren Allah koymuştur bay çok bilmiş! İlahi yasa ise, devre, göre, şahsa göre, nefse göre, hisse göre, densize göre ve dinsize göre tahvil ve tebdil edilmez! Ondaki ilahi hükümlerin tamamı da hem akla, hem vicdana, hem fıtrata, hem bilime hem de bilime gayet uygundur. Onu uygun görmeyenlerin akıllarında, vicdanlarında, insaflarında, izanlarında ya da imanlarında çok ciddi arızalar var demektir ki, bu gibilerin yeri bu dünyada akıl ve ruh hastahaneleri, öbür alemde ise, ebedi cehennem hapsi vardır!
Kur'an'ın gayet makul, ve gayet ahlaki ve de vicdani olan hükümlerini kendi marazlı mantığına göre saçma görenler Allah'ın hidayete ve ıslaha liyakati olmayanlar olarak tavsif edip kalplerini mühürlediği münafık, münkirlerdir.
Senin gibi aklı kısa, vicdanı ve insafı tefessüh etmiş mantık fukaraları, dinin bazı şartlar muvacehesinde verdiği ruhsatın saçma olduğunu iddia ederken, Nazım Hikmet ve yandaşları ve de sair sözde çağdaşları gibi birer düzine kadınla gayr-i meşru tarzda bir araya gelerek nikahsız olarak fuhuş yapmalarını normal görür! Sizin gibi sözde medenilerini aklına ben turp sıkayım desem turpa yazık olur. Onun için sizin gibiler için diyeceğimiz iki şey vardır ki, bunlardan birisi; eğer hidayete layık iseniz, Allah size hidayet versin, hidayete layık olmayan kişilerseniz de Allah size layık olduğunuz cezayı versin! Demektir vesselam!
Boşama hakkına gelince, bu hak İslam'da hem erkeklere hem de kadınlara verilmiştir ama bu hak ta belli şartlar çerçevesindedir ki, aynı gerekçeler TC yasalarında da mervidir.
İslam'da (Kur'ani ve Nebevi İslam'da) tarikatlara izin yoktur. Çünkü onların savundukları tasavvuf bir felsefedir ve İslam felsefelere değil Vahye istinat eder. Yani tarikatçıların tatbik ettikleri uydurulan din ile indirilen dini birbirine karıştırmayın!
İslam dini bir fıtrat, akıl ve mantık dinidir ki onda zayıf olanlar kuvvetli olanlara emanet edilirler. Bu fıtri yasa tüm canlılar ve hayvanlar aleminde de geçerlidir. Bunun böyle olduğunu görmek isterseniz lütfen biraz belgesel seyredin!
Savaş dönemleri gibi olağanüstü şartların hakim olduğu zamanlarda erkeklerin pek çoğu öldüğü için, dul kalan kadınların ve evlenmek isteyen genç kızların himayeye ihtiyaçları normal zamanlardan daha fazla olur. İşte bu gibi durumlarda yine -eğer evlenmek isteyenin şartları müsaitse- dörde kadar evliliğe izin çıkar. Buradaki gaye fuhşa geçit vermemektir.
İslam kadınlara daha Medine dönemi dediğimiz ilk dönemlerinden itibaren bir çok haklar vermiştir bunlardan birisi de seçme ve seçilme hakkıdır. Resulullah-s.a.v-'e sadece erkekler değil kadınlar da biat ediyorlardı ( oy veriyorlardı). Resulullah, bizzat kendisi bir kadın sahabiye Medine'nin belediye başkanlığı görevini vermişti. Ayrıca, kadın sahabiler bir çok sosyal aktivitede de yer alıyorlardı ki bunları başında hemşirelik ve ticaret ve hakimlik geliyordu. Aişe validemiz ve Zeynep validemiz bunların en bilinenlerindendir.
Kadınların kocalarıyla yanyana yürümelerinde bir beis yoktur hatta bu elzemdir bile ki, ben çarşı pazarda hanımı bazen yanımda bazen de önümde yürütürüm. Nedeni de ahlak yoksunu ırz düşmanlarını tacizine uğramasından endişe etmemdir. Çünkü bunu toplumumuzda, kalbinde Allah korkusu olmayan sapıklar sık sık yapıyorlar.
Tekrar ediyorum ki, İslam ve şeriat demek asla tarikat ve mezhep demek değildir. Bu gibi faaliyetler uydurulan dini tesis etmek için dış güçler tarafından organize edilmektedir ve Kur'an bunları yüzlerce ayeti ile yasaklamıştır. İslam'ın iki değişmez ölçüsü vardır ki, bunlardan birisi, Kur'anın muhkem ayetleri, diğeri de Resulullah-s.a.v-'in sahih sünnetleridir. Bu iki kudsi düsturda, akla, mantığa, vicdana, fıtrata, tıbba, ilime, bilime ve makul ahlaka ters düşen tek bir madde ve uygulama yoktur. Vardır diyenler, ya din düşmanlarıdır ya da dinin esaslarına vakıf olmayan cahillerdir.
"GÖZLERİN ZİNASI, NA-MAHREME ŞEHVETLE BAKMAKTIR. DİLLERİN ZİNASI, ONDA GÖRDÜKLERİNİ BAŞKALARININ YANINDA ANLATMAKTIR. ELLERİN ZİNASI İSE, ONA (NİKAHSIZ OLDUĞU HALDE) DOKUNMAKTIR. EĞER FERÇE DE BUNA ONAY VERİRSE, KİŞİ HELAK OLDU DEMEKTİR!" -Hadis-i şerif meali-
Hayırlı sınavlar Yaşar bey.
TÜM YORUMLAR (8)