Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi, 
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler,
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




yusuf hayaloğlu yektir tek kalacak deste xa sax be keke spas dıkım pır xaşe anka kuşu
Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu?
'Tanrılardan ateş çaldım,'
Yüzyıllarca tutuştum, üstüste yandım.
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım.
---- o ---
eğer insan anka kuşu değilse
yine de
gülmeye devam ediyorsa
ve hayat hala çok acımasızsa
iyi ki varsınız..
yusuf hayaloğlu.
işte şiir bu.mitoloji,tarih,isyan,imge yerleştirme.... ne istersen var.adamı alıp diyar diyar gezdiren ender şiirlerden biri.yüreğine sağlık Yusuf Hayaloğlu
OYYYY....
BU ANALAR HİÇ OLMAYAYDI DA BÖYLE ACILARI DA TATMAYAYDI...
AĞLATTINIZ BENİ GECE GECE..
AMA SİZ HEP GÜLÜN HAYALOĞLU..
HÜZÜNLERE NOKTA UMUTLARA VİRGÜL GEÇMİŞE KOCAMAN BİR ÜNLEM KOYU..... VE MİLYONLARCA SORU İŞARETİ...
kendini külünden yaratabilenler için usta kalemden çıkan müthiş bir eser
slm lar hayaloglu cansalığı dilerim size bunu okurum güzel şiir yani acı kiiim bunu okusa tüyleri dikenleşmez kiiiim size pes etmeliler hocam pes üzgün duyguların tercumanı sınız pes
bu yazdıklarını hangi ANA tam olarak okur bitirebilir....
sanmıyorum......sonunu getiremez bu yazının....
BEN BİLE GETİREMEDİM.......
Yüreklerin dilidir bende sevgili Yusuf Hayaloğlu aynı yerde aynı noktadayız kuşak farkı mesele değil evet yeni kuşaktanım ama hiç uzak değilim acılara umutlara aynı yerde aynı coşkuda ve bekleyişteyim seni seviyorum Yusuf Abi.
valla ne soylenebilirki yine yusuf hayaloglu yine kalp sizisi,yine firtina..
bu güzel dizeler bu eşsiz acı ancak senin sayende böyle kaliteli böyle manadar olabilirdi zaten dünyada tüm şiirlerini ezbere bildiğim tek şair senin acın bile güzel emeğine yüreğine sağlık....
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta