Ben put arayan gözlerden kaçarak geldim şehrinize
Gri kuleleriniz varmış sizin de seğirten kaşlarımı
Otoritesi altüst olmuş utanmaları boğazlanırken gördüm
Hatırlanmak için acıtılıyordu saate bakan her yüz
Bavulumu toplamaya hazır bahanelerimle sürgünüm..
Benim dağlarca endişem var, sığar mı kanepe altınıza
Belki baş döndürmese de yakışır kırlangıç kanatlarına
Sizin de şehrinizde saray kurnazları mendil taşır mı
Karşı devrimin cazibesinin süngülendiğini farz edelim
Kararmış pirinçten heykellerin failleri beni de saklar mı..
Nehirde ölü taşıyan adamın türküsü fazlaca melankolik
Düşünü görmüştüm gömülü kitapların yüzlerce kez
Kaskatı kesilirdi aralarınızdan geçerken en güzel şiirler
Aynı adamların omuzuna yaslanıp kalemsiz gezene
Etliye sütlüye sürtünmeden geçen cümleye aşk küser...
On beş asırdır ipeklere dolanmadan taşlanan ayak
Bütün gelmiştik ağır akan sellerle çerçöp olana dek
Pudralanıyor veresiye hevesler arka planında zamanın
İspatı edilememiş yenilgilerimin birkaçını İstifleyerek
Naylondan sokaklarınıza girdim, üstümde yeşil yelek...
Kayıt Tarihi : 27.5.2020 11:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!