Hey bilmediğim sevgili
Kaşını, gözünü, yüzünü bilmediğim
Bir ömür yarıladım senin uğruna
Ama;
Ben seni sevmesini bilmedim
Evet bilmedim. Çünkü;
Ben seni hiç tanımadım.
Hiç görmedim yüzünü.
Hiç duymadım sesini.
Dokunmadım hiç saçlarına,
Dizlerine yatıp şarkılar fısıldamadım
Sonbahar akşamları yıldızların altında.
Çünkü;
Ben seni hiç görmedim.
Görmeye çalıştım seni,
Sisli bir Ankara akşamında,
Kızılay meydanındaki mitingde.
Sonra Taksimde, Gül hanede...
Yakalamaya çalıştım seni;
Her mesai bitiminde
Sıkışınca trafik Fatih köprüsünde.
Sen doksan sekiz Ferrari,
Edirne sınırında.
Ben sana yetişmeye çalışan
Elli altı chevrolet Anadolu yakasında.
Hep kaçtın, hep kovaladım ardından.
Gözünde derman,
Dizimde takat kalmadı.
Kalmadı artık;
Seni sarmaya umudum.
Hani şairler hep yazar ya:
"Sigaram, kibritim, bekar odam,
Hayallerin ve ben"
Ama;
Ben senin hayalini de görmedim.
Zaten
Hayal kurmayı da hiç beceremem.
Tıpkı;
Seni sevmeyi beceremediğim gibi.
Onun için hayallerimde küçük, bahçeli,
Pembe bir evimiz hiç olmadı.
Baş başa dolaşamadık hiç.
Hiç balık yemedik Boğazda karşılıklı,
Çünkü;
Ben hayal kurmayı hiç bilmem.
Hiç çiçek dermedim,
Sana kucak dolusu,
Hiç beklemedim,
Seni sokağın başında saatlerce,
Hatıra defterime hiç yazmadım;
İsmini...
Sahi senin ismin neydi?
Çünkü; Ben senin ismini hiç duymadım...
Kayıt Tarihi : 23.4.2014 10:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!