Bilir misin,
Camdan yapılmış sessizliği omuzlarında taşımayı,
Kırmadan, kırılmadan yürümeyi karanlıkta,
Aynada kendin yerine yoksunluğu görmeyi,
Gecenin içine bir yankı gibi seslenmeyi,
Ve çığlığında bastırılmış isyanı sürüklemeyi?
Al, içimde boğulan sessiz çığlıklarımı,
Kalbime saplanmış puslu anıları,
Mevsimi şaşırmış kasımpatıları,
Sokağı mahrum bırakan adımlarımı.
Gecenin tutsak sözleri de yanında dursun,
Rüyasız kalan uykularım da hediye olsun.
Bir de sen öğren;
Aydınlıkta kör olmayı...
Sen,
İçimdeki boşluğa kurduğum salıncak,
Gözlerimin ardında kararan elâ şehir,
Yüzüme çarpan geçmişin rüzgarı,
Kapıma zamansız gelen misafir...
Konuşmadan bağıran dev suskunluk,
Gülümsedikçe kavuran derin yara,
"Sen" dedikçe içime yerleşen sihir,
Denize hasret deli divane fırtına,
Al hepsini,
Al da gör,
İnsan nasıl delirir.
Sen bir mumun kıskanacağı bir yanış,
Bir romanın gelmeyi reddeden sonu,
Bir şarkının sustuğu yerden başlayan hüzün,
Çıkıldıkça büyüyen yokuş gibi bir yalnızlık,
İçimde boşluğa kurduğum salıncak,
Ve ben,
Seninle eksildikçe tamamlanan
Koca bir boşluk...
Şimdi al içimdeki derin dehlizlerini,
Al bu tutsaklık senin olsun,
Al da gör şu perişan halimi...
Sen de yan,
Sonun benim gibi olsun...
Kayıt Tarihi : 13.4.2025 17:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşkı, aşık olana sormak gerek...
Al bu tutsaklık senin olsun,
Al da gör şu perişan halimi...
Sen de yan,
Sonun benim gibi olsun...
Ne güzel demişsiniz
beğeni ile okudum
dilinize sağlık
TÜM YORUMLAR (1)