Bir kısım yalandan elinde tutar bu bayrağı.
Ve bir kısım kutlayanlara laf uzatmaz mı?
En güzel yanım, 1 gün olan bayramı her gün kutlamaz mı?
İyisiyle, kötüsüyle geçmiş 1 asır.
İlk günün heyecanı gibi kutlayan insanlar tanır.
Sizin oradaki sokaktan her geçtiğimde,
Gözüm pencerenden ayrılmıyor.
Seni göremesem de hayal edebiliyorum;
Bana gülümseyerek bakıyorsun, ben de sana.
Elini tutup İstanbul’da gezebilseydik,
Gel gidelim köyümüze
Gurbet yakışmaz bize.
Ben köyümde doğup büyümüşüm,
Gurbette ölüm dar gelir bize.
Sanma gözüme hoş geldi buralar.
Git
Ve dönme bir daha.
İstersen dön, bulamayacaksın beni o tenha sokaklarda.
Gitme dedim, sensiz bu sokaklar hep karanlık.
Gitme dedim, sensiz sokaklar hep yalnız.
Gökyüzünde özgür kuşlar,
Belki bir avcıya rastlar,
Belki bir ağacın dalında,
Belki kanatlarını ahenkle çırparken gökyüzünde,
Belki bana,
Belki sana,
Gözlerim gözlerine denk düşsün diye çok zaman geçti.
Ve şimdi bir sahafın dükkânında iki misafiriz.
Daha dükkâna girmeden gelen o güzel sayfalardaki tarihin kokusunu almaktayız.
Ve de her nereye bakarsak bakalım, tatmışız hiç tadılmamış hazları.
Uzun zaman beklediğim o andayız.
Sen işte karşımdasın.
Ağlamak zordur, bilir misin?
Öyle hemen ağlayamaz insan.
Önce kalbi,
Sonra boğazı,
Sonra da bütün bedeni düğümlenir birkaç saniye içinde.
Sonra,
Biraz baştan, hatta en baştan belki.
Geçmişi yok sayalım demiyorum,
Artık gelecekte var olalım diyorum.
Artık çileli yaşama bir son verelim, olmaz mı?
Bir gelecek hayal edelim, keşkesi olmayan.
Sayılarla uğraşırken yolum düştü sözlere.
Sayılarla ifade edilemiyordu bazı şeyler.
Bir öğrenci intihar etmiş deniyordu.
Ve bunu sadece ve sadece bir sayısına eşitliyorlardı.
Bozuk düzende,
Hasbelkader dönen çarkta,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!