AH YÂR
Ben aşkı,
dudağından secdeye sarkan bir ezanda duydum…
Bilâl'in dilinden dökülen her harf,
kâinatın kalbine çivilenmişti sanki.
“Allâhu ekber” dediğinde,
gökyüzü kanatlarını gerdi,
taşlar sustu,
ve aşk yere değil,
Arş’a secde etti o an.
Zincirlerle, soyunmuştu gövdesi
giydiği sabırdı,
düştüğü toprak olsada
göğe yükseldiği ilk yer minareydi.
“Ahad… Ahad…”
Bir kelimeydi sadece,
dağlar sustu üstünde .
Her taş bir secdeye döndü,
her kamçıdan bir gül fışkırdı
ve o gülü,
yalnız bülbüller değil,
melekler öptü Bilâl’in alnından
Mekke…
Bir mızrak gibi saplanmıştı göğsüne zamanın.
Gül utancından açmıyor,
bülbül, susuşuyla ağlıyordu.
Peygamber’in adı
sadece bir isim değildi Bilâl için,
Her salavat bir sırdı,
ve o sır,
damarlarında ezan diye akıyordu.
Bir kadının doğurduğu gibi değil,
bir ümmetin susadığı gibi haykırdı o sesi.
Ama aşk…
sadece haykırmak değil,
Peygamber göçünce susmaktır da.
Ve Bilâl sustu…
Çünkü ezan,
artık kimin kulağına yankılansındı?
Sonra hicret…
topraktan ayrılmak değil,
bir kalpten ötekine taşınmaktı.
Mekke'de kaldı gözleri,
ama Medine’de büyüdü Bilâl’in içi.
Gül, başka toprakta da açar mıydı?
Bülbül, başka gökyüzüne de öter miydi?
Ve Ensar…
bir yudum su verdi Muhacir’e değil,
kalbine ,
O yüzden,
Medine’nin taşları dua gibi kokar hâlâ.
Kâbe’nin etrafında dönerken,
taş değil,
kalp tavaf eder aslında.
Ve Bilâl,
göğsünü kıbleye çevirmiş bir dağ gibiydi.
Her “Hayya ale’l-felâh” deyişi,
kendi nefsine karşı bir savaştı.
Aşk, secdeyle kazanılırdı.
Ve Bilâl,
ezanı yalnız minarede değil,
kendi içinin en yüksek noktasında okurdu.
Ey aşk,
ey bülbülü susturan suskunluk,
ey güle gül olmayı hatırlatan yanık…
Ben seni,
Bilâl’in ezanında tanıdım.
Sen Allah’ın adıyla çağrılan,
ama kalple duyulan bir sırdın.
Ve şimdi her ezan,
içimde bir kıyamdır:
Sadece namaza değil,
sana, ey Rasûl,
ve senden ötede O’na,
kalk diyen bir yankıdır.
Çünkü aşk,
Bir Bilâl olur bazen:
Köle diye ezilen,
ama Peygamber’in kalbine minare olan.
BİL LAL eyle beni Aşkından YÂR
Kayıt Tarihi : 25.6.2025 15:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!